Uygulamada işçiler genelde ilk olarak işçilik alacaklarına ilişkin işverene karşı alacak davası açmaktadırlar. Bu davada işçiler sigorta primlerinin eksik ödendiğini veya sigorta girişlerinin geç yapıldığını iddia eder. Mahkeme bu iddialarına ilişkin hizmet tespit davası açılması için işçilere süre vermektedir. (suallere de cevaben) İşçiler bu süre içerisinde İş Mahkemelerinde hizmet tespitine ilişkin dava açmaktadır.
İşte bu tespit davası sonuçlanana kadar işçilik alacaklarına ilişkin olan davanın görülmesi durdurulmaktadır. Hizmet tespit davasından sonra işçi, işçilik alacaklarına ilişkin açmış olduğu davaya kaldığı yerden devam edebilecektir.
İşçilik alacaklarına ilişkin karar verecek olan mahkeme, hizmet tespit davası sonucunda verilen hükmü de nazara alarak alacak miktarına ve dava sonucuna karar verecektir.
HİZMET TESPİT DAVASINDA İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ KİMDEDİR?
İlgililer için Hizmet Tespit Davasında İspat Yükü Kimde Genel kural hizmet tespit davalarında ispat yükünün davacı işçide olduğudur. Ancak ifade ettiğimiz üzere hizmet tespit davası kamu düzenini ilgilendiren bir davadır. Dolayısıyla bu davada mahkeme resen araştırma yükümü altında olacaktır.
Her ne kadar mahkeme resen araştırma yükümü altında olsa da, işçinin iddialarını ispata yarayacak belgeleri mahkemeye sunması lehine bir karar tesis edilmesi için önemli olacaktır. Bu noktada ücret bordroları, tanık beyanları, işe giriş çıkışta alınan kayıtlar vb. ispat açısından önem arz edecektir.
HİZMET TESPİT DAVASI SONRASI NE YAPILIR?
Hizmet tespit davası adı üzerinde bir tespit davasıdır. Bu dava ile beraber yalnızca bir hukuki ilişkinin veya hakkın varlığı ya da yokluğu tespit edilmiş olur. Hizmet tespit davası sonrasında işveren tarafından Kuruma bildirilmediği tespit edilen işçilerin tescil işlemleri Kurumca kendiliğinden yapılır.
Kurum her ne kadar bu davanın davalısı olmasa da Mahkeme davayı Kuruma resen ihbar etmekte Kurum da davaya feri müdahil olarak katılmaktadır. İşte Kurum tarafından yapılan resen tescil akabinde Kurum tarafından Mahkemece tespit edilen prim ödeme gün sayıları ya da aylık kazançları dikkate alınır.
Tespit davasından sonra eda davası olan alacak davası açılabilecektir.
HİZMET TESPİT DAVASI NASIL SONUÇLANIR?
Hizmet tespit davası ya işçinin lehine sonuçlanır ve dava kabul edilir ya da işverenin lehine sonuçlanıp dava reddedilir.
Eğer dava kabul edilirse yani hizmet tespit davası işçi lehine sonuçlanırsa işçinin mahkemeden talep etmiş olduğu sürelerdeki sigorta primleri ve bu sürelerde işleyen kanuni faiz de işveren tarafından ödenecektir.Bununla beraber Kurum tarafından işverene ceza da kesilebilir. Kararın kesinleşmesinin akabinde somut olarak işçinin emeklilik maaşının artması, daha erken emekli olması gibi sonuçlar doğacaktır.
Hizmet tespit davasının kabulü ile beraber işverenin öncesinde bildirmemiş olduğu günlerin geriye dönük olarak sigortalı olması sağlanacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASI KAÇ YIL GERİYE GİDER?
Hizmet tespit davasının kaç yıl geriye gideceğine yönelik bir sınırlama yoktur. Örneğin işçi işyerinde 15 yıl çalışmış olsun. İşten ayrıldığında 15 yıl önce işe başlama tarihinin Kuruma 5 ay geç bildirildiğine yönelik hizmet tespit davası açtığı varsayılsın. Bu dava sonucu işçinin 15 sene önceki eksik çalışma süresi tespit edilmiş olacaktır.
Sonuç olarak işçi işten ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde bu davayı açmış olması halinde dava sonucunun kaç yıl geriye gideceğine yönelik sınırlama mevcut değildir.
HİZMET TESPİT DAVASI ZAMAN AŞIMI NEDİR?
Hizmet tespit davası hak düşürücü süreye tabi bir davadır. Yani bu davada hizmet tespit davası zamanaşımı süresi değil, 5 yıllık hak düşürücü süre göz önüne alınır. 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı işçi için işten ayrıldığı tarihtir.
İşçinin ölümü halinde mirasçıları ölüm tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde hizmet tespit davası açabilecek tir. 5 yıllık sürenin geçmesi halinde artık hizmet davası açılamayacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASI ZAMANAŞIMI İSTİSNALARI NEDİR?
İşçinin çalışması tahkikat raporlarıyla veya müfettiş tespit tutanakları ile tespit edilmişse işveren işçisinden sigorta primini kestiğini imzalı ücret tediye bordrosunda göstermiş se ancak buna rağmen işçinin sigorta primini Kuruma yatırmamışsa Sosyal Güvenlik Kurumuna çalışanın bordrosu ve primi intikal ettirilmemesine rağmen işe giriş bildirgesi Kuruma iletilmişse eğer çalışan sigortalı durumda iken memurluğa geçiş yaparsa a sgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse son olarak şunu da belirtmek gerekir ki işçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davaları zamanaşımına uğramaz.
Sağlıkla kalın...