Başhekim Çelik: Tandır ölümleri kader olmamalı

SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik 5-6 Haziran tarihlerinde Van'da yapılan Yanık Sempozyumu Tandır Yanıkları Çalıştayı kapsamında kentteki basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda açıklamalarda bulunan Başhekim Çelik, tandır ölümlerinin kader olmadığını ifade etti.

Başhekim Çelik: Tandır ölümleri kader olmamalı

5-6 Haziran tarihlerinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Edremit Belediyesi, İpekyolu Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odası destekleri ve SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi öncülüğünde Van'da yapılan Yanık Sempozyumu Tandır Yanıkları Çalıştayı kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelen SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, çalıştayla ilgili elde edilen veriler ışığında bilgilendirme yaptı.

Düzenlenen bilgilendirme toplantısına SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik'in yanı sıra, Op. Dr. M. Kadir Bartın, Uzm. Dr. Remzi Sarıkaya, Dr. Serpil Sevimli Deniz, Fatma Erdemir ve hastane yetkilileri katıldı.

Çalıştan kapsamında Van'daki 691 muhtardan 551'i ile yüz yüze görüşüldüğünü ve çalışmanın 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlandığını vurgulayan Başhekim Çelik, Van'da binin üzerinde yer tandırının bulunduğunu ve bu tandırların 84 bininin aktif olarak kullanıldığını söyledi.

Başhekim Çelik, en fazla tandırın Erciş ilçesinde bulunmasına rağmen, en fazla tandır yanığının Çatak ilçesinde meydana geldiğini ifade etti. Başhekim Çelik, elde edilen verilerde toplam tandır yanığına bağlı vaka sayısının 4 bin 500'e yakın olduğunu ve bu vakalarını tüm yanık vakalarının %6,4'ü olduğunu vurguladı.

"DÜNYADA YEMEK BORUSU KANSERİ, ERKEKLERDE DAHA FAZLA İKEN, BİZİM COĞRAFYAMIZDA KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR"

SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak 2 yıldır bu sempozyum için emek sarf ettiklerini belirten Başhekim Çelik, "Bu anlamda Van Valimiz Mehmet Emin Bilmez ve bize destek sunan kurumlara teşekkür ediyoruz. DAKA'nın ciddi destekleri oldu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Edremit Belediyesi, İpekyolu Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odası'na desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Haziran ilk haftasında Van'da ilk kez hem Van Gölü sempozyumu hem de yanık sempozyumunun yakın tarihlerde yapılması, Van'ı Türkiye gündeminde yer almasını sağladı. Haziran ayı Van için çok önemli oldu. Sempozyum yasal izinler alınarak yapıldı. Bilimsel çalışmanın gerektirdiği her şey bu çalışmada var. Bu sempozyumun öyküsü 5 yıl öncesine gidiyor. Ben Van YYÜ'de öğretim üyesi iken, yemek borusu kanserinin kadınlarda daha fazla görüldüğünü fark ettim. Dünyanın tersine bir durumun söz konusu olduğunu gördük. Dünyada yemek borusu kanseri, erkeklerde daha fazla iken, bizim coğrafyamızda kadınlarda daha fazla görülüyor. Bunun üzerine gittik. Bunun nedenlerini araştırdığımızda tek suçladığımız şey, tandır dumanı çıktı. Çünkü erkeklerin çalışmadığı bir ortamda, kadınlar çalışıyor. Tandır dumanının kadınlarda yemek borusu kanserini attırıyor mu? Diye bir çalışma yaptık. Bu gerçeklikten yola çıkarak, biz bir çalışma yapalım istedik. Daha önce fon bulamıyorduk. Başhekimliği atandıktan sonra hemen Arge ekibini kurduk. Gerekli izinleri aldık. Burada Van YYÜ bize ciddi anlamda parasal destek sağladı. Üniversite kenti olmak böyle bir şeydir. Üniversitenin bu tür sempozyumlara daha fazla destek vermesi lazım. Çünkü bu kentin kültürünü, bu kentin gelişmişliğiyle ilişkili bir şeydir" dedi.

"YANARAK ÖLMEK ÇOK FECİ BİR ŞEYDİR"

Yanık olayının çok ağrılı ve zor bir travma olduğunu vurgulayan Çelik, "Bu yıl ilimizde iki kadın tandıra düşerek hayatını kaybetti. Her yıl 2-3 kişi maalesef tandırdan dolayı hayatını kaybediyor. Yanarak ölmek çok feci bir şeydir. Yanık olayı çok ağrılı, zor bir travmadır. Yönetimi de çok zordur. Parmağımız yandığında bunu çok iyi fark edersiniz. Dolayısıyla tandır kültürünü değerlendirmek istedik. Bu tandır 21. Yüzyılda halen insanlar burada ölüyor ve can veriyorsa, bu gerçekten toplumsal bir gereklilik mi, alışkanlık mı, yoksa tamamen damak tadı için yapılan bir şey mi? Bunu araştırmak istedik. Tandırdan dolayı KOAH ve kalp damar hastalıkları bu coğrafyada kadınlarda ciddi anlamda görülüyor. Beklenenden fazla görülüyor. Özellikle KOAH 50 yaşındaki kadınlarımızda görülebiliyor. Bunları araştırmak için bu sempozyumu yaptık. Tandıra yönelik bir rehabilitasyon yapılmasını istiyoruz. Bununla ilgili önerilerimiz var. Bundan dolayı iyileştirme faaliyetlerini, üst amirlerimize, yöneticilerimize, politika yapıcılarımıza önerdik. Bu tandır önlenebilir bir olaydır. Düzeltilebilir bir olaydır. Tandıra ölmek, tandırda yanmak yâda KOAH olmak kader değildir demek için bu sempozyumu yaptık" diye konuştu.

"HER AİLEDE NEREDEYSE BİR TANDIR YANIĞI VAR"

Yanık biriminin 2007 yılında Van'a kazandırıldığını belirten Başhekim Çelik, "Yanık birimimiz 2007 yılında Bölge Hastanesi yokken, eski devlet hastanesinde Öztekin Çıkman ve Mehmet Ali Bilgili'nin emeğiyle kuruluyor. O zaman yanık birimini Van'a kazandırmışlar. Türkiye'de de yanık birimi azdır. Zahmetli bir iştir. Bu hastanemizde geriye doğru 10 yıllık verileri analiz ettik. Özellikle tandır yanığı üzerinde durduk. Saha çalışması bunun en önemli basamağıdır. Ekibimiz 6 aya yakın bütün mahalle ve köyleri dolaştı. 691 muhtarın tamamına ulaşmaya çalıştık. Üçüncü çalışmamız da kimyasal analiz oldu. Çıkan dumanın içerisindeki molekülleri inceledik. Her ailede neredeyse bir tandır yanığı var. Çalışma kapsamında önce muhtarlar gidildi. Kendilerine eğitim verilerek, 10 soruluk anket soruldu. Muhtarlarda kendi mahallelerinde kaç tane tandır olduğunu bilmiyor. Türkiye'de kaç tane olduğunu bilen yok. Sempozyum kapsamında 555 muhtara ulaştık. Yüzde %80'ne ulaştık. Bu farkındalık için bile çok büyük bir sayı. Hiçbir çalışmada hedef kitlenin %80'nine ulaşamazsınız. Biz %80'nine ulaştık. İzmir'den bir firma getirerek tandır dumanının analizini yaptık. İki tandır yaktık. Birinde sadece tezek, birinde ise odun yaktık. Bu çıkan dumanlardan 3 ölçüm yaptık.  İlk ölçümü tutuşma esnasında, 30 dakika sonra hamur hazırlanma aşamasında, en son ölçümü de ekmeğin bitimine doğru yaptık. Burada İnorganik Moleküller, bunlar içerisinde karbonmonoksit, karbondioksit, kükürt dioksit ve azotdioksit ölçtük" ifadelerini kullandı.

EN ÇOK TANDIR BOSTANİÇİ VE SEYRAHTEPE'DE…

Van ve çevresi dahil 100 bine yakın tandır bulunduğunu belirten Başhekim Çelik, "Bu tandırların %99'u kapalı alanda bulunuyor. Bostaniçi ve Seyrahtepe mahalleleri en çok aktif tandırın yer aldığı mahalleler. Daha sonra Erciş'in Salihiye Mahallesi geliyor. 2 bin 200 tandır var. Merkez mahalle de tandır yokmuş gibi düşünüyorduk ama Bostaniçi ve Seyrahtepe mahallelerinde ciddi sayıda tandır varmış. Yakıt türüne göre de bir araştırma yaptık. Hayvancılık ve kentsel dönüşümün direkt biyoyakıta yansımasını da ortaya çıkardık. Tezek kullanımı en çok Özalp ilçesinde görüldü. Özalp'ta hayvancılığın yaygın olmasından dolayı tezeğin kullanılması çok doğal. Sadece odun oranına baktığımız zaman ise İpekyolu ilçesinin önde olduğu görülüyor. Merkez ilçe olduğu için daha fazla odun kullanılıyor. Aktif tandır sayısına göre baktığımızda en fazla tandı Erciş ilçesinde olmasına rağmen, en fazla tandır yanığının Çatak ilçesinde yaşandığı görülmektedir. 30 tane tandır yanığı Çatak'tan bildirilmiş. Başkale'de 28 tane tandır yanığı meydana gelirken, bunun 22'si kadınlardan oluşuyor. Tandır yanıkları ya kadın yada küçük erkek çocuklarından oluşuyor. Bu anlamda erkek yanık da çok görüyoruz. En çok yanığımız sıcak sıvı yanığından meydana gelmiş. İlimizde her 100 yanık hastasının 7 tanesi tandırdan dolayı yanmış. Bu düşük bir sayı gibi görünse de aslında fazla bir sayıdır. Toplam 4 bin 500 vakayı derledik ve bunların %6,7 tandır yanığı olduğunu gördük. Buda literatüre çok büyük bir katkı. Çünkü Türkiye'de bilinmiyor. İlk defa böyle bir oran ortaya çıkıyor" dedi.

"BİR KADININ HER GÜN 8 SAAT VEYA 4 SAAT KÜKÜRT DİOKSİTE MARUZ KALIYOR"

Tezek ve odun dumanını karşılaştırdıklarını belirten Başhekim Çelik, "Yaptığımız ölçümlerde nitrojen dioksit ile hidrojen siyanüre rastlamadık.  Siyanür bilindiği gibi zehirli bir şey, hem karışık tandırda hem de sadece tezek tandırında siyanür bulamadık. Bu yok anlamanı gelmiyor ama ölçülemeyecek kadar düşük seviyede. Karbondioksit karışık tandırda tutuşma esnasında 2 binlerde, hamur hazırlığında 300'e iniyor, pişirme esnasında ise 103'e iniyor. Tezekte ise tutuşma esnasında 619'la başlarken, hamur hazırlığında bin 1455'e yükseliyor, pişirme esnasında ise 206'ya düşüyor. Kükürt dioksit is, tutuşma esnasında karışıkta 20, tezekte ise 5, tezekte hamur hazırlığında ise 15 ikisinin toplamı birbirine çok yakın. 20 civarında kükürt dioksit var. Buda çok ciddi bir kirleticidir. Bir kadının her gün 8 saat veya 4 saat bu kükürt dioksite maruz kalıyor ve 50 yıl boyunca 20 bin saat ediyor. Karbonmonoksit ise sadece tezekte 20 pmm olurken, işin içine odun girince 50 pmm oluyor. Hamur hazırlığında tezek 50'ye çıkarken, odun 13,7'ye düşüyor. Pişirme esnasında ise ikisi de 6,9 oluyor. Hem odun hem de tezekte benzer oranda karbonmonoksit gazı var. Hitrokarbonda ise sadece tezeğin olduğu tandırda ölçülen değer 0,0005, odunla yakılan bir tandırda bu oran 0,0049'a çıkıyor. Odun tezekten daha fazla kanserojen ve daha fazla kirletiyor. Pah açısından odan daha tehlikelidir. İpekyolu'nda odun tandırları daha fazla ve İpekyolu'nda daha fazla görülme ihtimali var. Kış şartlarından dolayı buradaki tandırların %99 kapalı ortamdadır. Bu ciddi bir sağlık sorunudur. Tandır yanıkları maalesef hastanede uzun yatış gerektiriyor. Bir tandır yanığı hastası neredeyse 20-25 gün hastanede yatıyor. Kamuya maliyeti çok fazladır. Hasta ve hasta yakınına yarattığı psikolojik travmalar ve fonksiyon kaybı çok yüksek bir yanık tipidir. Tandır iyileştirilmesi için de bizim sahada şahit olduğumuz ciddi bir talep var. Hem kadınlar hem de muhtarlar bunun iyileştirilmesi istiyor" diye konuştu.

 "ÇUKUR TANDIRLARI GÖBEK SEVİYESİNE KADAR YÜKSELTEBİLİRSİNİZ"

Tandırların iyileştirilmesi kapsamında somut önerilenin olduğunu belirten Başhekim Çelik, "İlk olarak halk ekmeği ucuza dağıtmak gerekiyor. Kimse gidip zevkine tandırda çalışmaz. Hiçbir kadın tandırda çalıştığı için mutluyum demedi. Hepsi mutsuz. Mecbur olduğu için bunu yapıyor. Ucuz ekmek üretip, bunu dağıtabilirseniz bu azalır. İkincisi çukur tandırları göbek seviyesine kadar yükseltebilirsiniz. Üçüncüsü ise tandırın havalandırma sisteminin çok iyi olması lazım. Bir diğer öneri ise İMC usulü ortak tandırlar yapılabilir. Bunlar yapılabilir. Çokta hayalci olmamak lazım, bu çalışmanın, bu sempozyumun amacı tandırı ortadan kaldırmak değil, amacımız böyle bir durumun var olduğunu göstermek. İyileştirme çalışmaları ikinci etap bir projedir. Vali beyde bu konuda çok iyi niyetli, 'en çok yanığın olduğu bölgeyi tespit edin, biz oraya 20 tane rehabilite edilmiş tandır yapalım' dedi. İkinci bir çalışmada bu olsun dedi. Basın mensuplarının bu konunun üzerinde durması gerekiyor. Bilim insanları olarak bu çalışmayı yaptığımız için vicdanımız rahatladı. Çok emek sarf ettik ve bir ürün ortaya çıkardık ve önerilerimizi sunduk" ifadelerini kullandı.

Başhekim Çelik, son olarak herkesin bu işi sahiplenmesi gerektiğini vurguladı.

Toplantı soru-cevap ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Van Bölge Gazetesi: Hacı Yılmaz

Güncelleme Tarihi: 24 Haziran 2021, 08:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER