Özel'in bu hamlesi, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Tahliyesi hayırlara vesile olacaktır" sözlerine yanıt niteliği taşısa da, CHP'nin Kürt seçmenle ve sol/sosyalist çevrelerle ilişkilerini yeniden tanımlama çabası olarak yorumlanıyor.
Riskli Bir Hamle ve Hesaplaşma
Özel'in, "Açık söyleyeyim, bizim de var [özür borcu]" ve "Bugünkü genel başkan sıfatıyla o gün için tüm Türkiye'den özür diliyorum" şeklindeki sözleri, sadece bir pişmanlık ifadesi değil, aynı zamanda parti içindeki eski pozisyonlarla da bir hesaplaşma olarak görülüyor.
Bu özür, CHP'nin 2016'da dokunulmazlıkların kaldırılmasına verdiği destek nedeniyle Kürt siyasi hareketinden gelen eleştirilere karşı verilmiş en net yanıt olma özelliğini taşıyor.
-
İttifak Sinyali: Bu çıkışın, CHP’nin gelecekteki yerel veya genel seçimlerde Kürt siyasi hareketinden destek alma potansiyelini artırabileceği ve siyasetteki mevcut bloklaşmayı kırabileceği düşünülüyor.
-
Parti İçi Tepki Beklentisi: Dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek veren bazı eski ve mevcut CHP'lilerin bu özre nasıl bir tepki vereceği ise partinin iç dengeleri açısından merak konusu.
-
Hedefteki Adres: Özel, özrünün ardından suçu asıl sorumlulara, yani dönemin iktidar ortağı olanlara yöneltti: "Kusurun yüzde 99'unun sahipleri sütten çıkmış ak kaşığa dönmüşler." Bu ifadeyle, asıl sorumluluğun AK Parti ve MHP'de olduğunu vurguladı.
Demirtaş ve Yüksekdağ'ın Durumu
Özel, AİHM kararlarının kesinleşmesine rağmen cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın serbest bırakılması gerektiğini yineleyerek, konunun sadece hukuki değil, siyasi bir tutukluluk meselesi olduğunu da kabul etmiş oldu.
CHP liderinin bu özrü, siyaset sahnesinde cesur bir özeleştiri adımı olarak kayıtlara geçerken, önümüzdeki dönemde siyasetteki ittifak zeminlerini ve parti içi tartışmaları derinden etkileyeceği öngörülüyor.
