Cizre’nin İnci Mezrası çevresinde, doğal ortamda yetişen ve yüzlerce yıllık olduğu tahmin edilen zeytin ağaçlarının tespiti, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı.
"Zeytin ağacı, biyolojik bir kanıttır"
Prof. Dr. Fevzi Özgökçe, yaklaşık 10 yıl önce bölgede yürüttükleri bitki incelemeleri sırasında bu zeytin ağaçlarını fark ettiklerini belirterek, “O dönem öğrencilerimizle birlikte Cizre’de halkın bitki kullanımı üzerine çalışmalar yapıyorduk. Cudi ve Gabar dağlarının eteklerinde örnek toplarken, doğal ortamda yetişen zeytin ağaçlarına rastladık. Bu zeytinlerin kültür ürünü olmadığını ve yüzlerce yıllık olduklarını öğrendik. Bölge halkı da bu ağaçların geçmişten bu yana burada bulunduğunu söyledi” dedi.
Kutsal metinlere gönderme: "Zeytin dalı yaşamın sembolü"
Keşfin ardından önemli bir bilimsel sorunun gündeme geldiğini belirten Özgökçe, "Kur’an-ı Kerim’de Nuh’un Gemisi’nin Cudi Dağı’na indiği, İncil’de ise Ağrı Dağı'na yerleştirildiği söylenir. Ancak her iki metinde de tufan sonrası güvercinin ağzında bir zeytin dalıyla dönmesi anlatılır. Bu detay, yaşamın yeniden başladığını simgeler. Ancak Ağrı Dağı çevresinde zeytinin doğal yayılışı bulunmuyor. Zeytin, Cizre’de doğal olarak yetişiyor. Bu da Cudi Dağı’nın Nuh Tufanı sonrası karaya çıkış noktası olduğunu biyolojik olarak destekliyor” diye konuştu.
"Cudi'deki zeytin, 1000 yılı aşkın süredir orada"
Türkiye’de zeytin ağacının genellikle Akdeniz ve Ege ikliminde yetiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özgökçe, Cizre’deki sert iklim koşullarına rağmen doğal olarak yetişen bu ağaçların olağanüstü bir ekolojik bulgu olduğunu söyledi. “Cudi Dağı’nın eteklerindeki bu zeytin ağaçları, bin yılı aşkın bir süredir bölgede bulunuyor. Bu durum, Nuh’un Gemisi’nin Cudi Dağı’na indiğine dair hem dini hem bilimsel açıdan güçlü bir kanıt sunuyor” ifadelerini kullandı.
"Zeytin ağacı diyor ki: Nuh’un Gemisi Cudi Dağı’ndadır"
Araştırmalarını akademik bir makale haline getirdiğini ifade eden Özgökçe, makalede “Zeytin ağacı diyor ki: Nuh’un Gemisi Ağrı Dağı’nda değil, Cudi Dağı’ndadır” ifadelerine yer verdi. Elde edilen bulguların, sadece bölgenin ekolojik zenginliğini değil, aynı zamanda tarihsel ve kutsal anlatılarla örtüşen önemli ipuçlarını da içerdiği vurgulandı.
Cizre’nin zeytin ağaçları, tarihe ışık tutuyor
Cizre’de doğal ortamda tespit edilen bu zeytin ağaçları, bölgenin botanik çeşitliliği açısından da önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Araştırmaların devam edeceğini belirten Prof. Dr. Özgökçe, bu bulgunun Türkiye’nin doğusundaki biyolojik mirasın ne denli zengin ve anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi.
