1. Halkla kurduğu samimi bağ
Demirtaş, siyasi kariyeri boyunca sokaktaki insanla doğrudan iletişim kurabilen, esprili ve sıcak bir lider profili çizdi. Konuşmalarında mizahı ve gündelik dili kullanması, onu diğer siyasetçilerden ayırdı. Bu yönüyle özellikle gençler arasında popülerlik kazandı.
2. Demokrasi ve özgürlük vurgusu
Demirtaş, demokratikleşme, insan hakları ve barış süreci konularında net bir duruş sergiledi. Türkiye’de farklı kimliklerin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşaması gerektiğini savundu. Bu söylem, sadece Kürt seçmenler değil, geniş bir kesim tarafından da destek gördü.
3. Cezaevinden gelen etkili mesajlar
2016’dan beri Edirne Cezaevi’nde tutuklu olmasına rağmen, kitapları, öyküleri ve avukatları aracılığıyla paylaştığı mesajlar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Yazdığı öykü kitapları çok satanlar listesine girdi, bu da onu sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir edebiyatçı kimliğiyle de öne çıkardı.
4. Mağduriyet algısı ve sembolleşme
AİHM’in 2025’te kesinleşen kararında da belirtildiği gibi, Demirtaş’ın tutukluluğu siyasi saiklerle değerlendiriliyor. Bu durum, onu sadece bir parti lideri değil, aynı zamanda demokrasi ve adalet mücadelesinin sembolü haline getirdi. Cezaevinde olması, destekçileri nezdinde “haksızlığa uğramış bir lider” algısını güçlendirdi.
5. Kürt siyasi hareketindeki rolü
Demirtaş, Kürt siyasi hareketinin en güçlü ve karizmatik figürlerinden biri olarak görülüyor. Barış sürecinde oynadığı rol, Kürt seçmenler için onu vazgeçilmez bir lider haline getirdi. Aynı zamanda Türkiye’nin batısında da sempati toplayarak, Kürt siyaseti ile Türkiye’nin demokratik muhalefeti arasında köprü kurdu.
6. Mizah ve kültürel üretim
Demirtaş’ın cezaevinden yazdığı şarkı sözleri, öyküler ve mizahi paylaşımlar, onu “sadece siyasetçi değil, halkın içinden çıkan bir sanatçı ruhu” olarak da tanımlattı. Bu çok yönlülük, popülerliğini artıran bir diğer unsur oldu.
Selahattin Demirtaş’ın bu kadar çok sevilmesinin nedeni, sıcak kişiliği, özgürlükçü söylemleri, mağduriyet algısı ve kültürel üretimleriyle siyasetin ötesine geçip toplumsal bir figüre dönüşmesi. Onu destekleyenler için Demirtaş, yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda umut ve direnişin sembolü.





