Ortadoğu’da en çok konuşulan dördüncü dil ve Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil olma özelliğini taşıyan Kürtçe de bu durumdan etkilenen diller arasında yer almaktadır.
Tarihin farklı dönemlerinde Kürtçeye yönelik uygulanan çeşitli kısıtlamalar, özellikle Kurmancca ve Zazaca gibi lehçelerin kamusal alandaki kullanımını sınırlamış, bu durum toplumsal hafızada kalıcı etkiler bırakmıştır. Geçmişteki yasaklamaların yanı sıra, yakın tarihte Kürtçe yayın yapan medya organlarının kapatılması da dilin gelişimi açısından olumsuz bir tablo ortaya koymuştur.
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nın kutlandığı bu günlerde, kamuoyunda anadilinde eğitim hakkı, dilin statüsünün tanınması ve korunmasına yönelik talepler yeniden gündeme gelmiştir. Kürtçenin, Türkiye'nin toplumsal bütünlüğü içinde yaşatılması ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi için somut adımların atılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Bu çerçevede, Kürtçeye yönelik geçmişten günümüze izlenen politikaların yarattığı etkilerin araştırılması ve dilin korunması ile geliştirilmesine yönelik yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması talep edilmiştir. Talep edilen bu araştırmanın, çok dilli ve çok kültürlü toplumsal yapının güçlendirilmesine katkı sağlaması beklenmektedir.