Türkiye'de seçime sayılı günler kala 6'lı masa dağıldı.

5 liderin Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday gösterdiği toplantıdan sonra parti kurmaylarıyla toplantı yapan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, açıklamalarda bulundu.

"Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz" diyen Akşener, 6'lı masadan ayrılma kararı aldıklarını duyurdu.

Akşener, adaylarının Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'tan biri olacağını söyledi.

"Ne yazıkki olmadı, olamadı"

Akşener, şu ifadeleri kullandı:

Geçtiğimiz sene, memleketimizin geleceğini düşünerek çok önemli bir adım attık. Dün gerçekleşen toplantıda nihayet ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartıştık. 5 siyasi parti Kılıçdaroğlu'nun adaylığını beyan ettiler.

Tüm kamuoyu araştırmalarında Erdoğan'a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz 2 ismi beyan ettik. Bu isimler Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu'ydu.

Maalesef bu görüş ve önerilerimiz reddedildi.

6'lı masanın bir anlayışa varıldı. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna, milletin kazandığı bir hakikate tercih edildi.

Aziz milletim, biz İyi Parti'yi bunun için kurmadık. Kurulduğumuz günden beri önce ben, önce İyi Parti demedik.

Yeri geldi parti çıkarlarımızı gözardı edip milletimizi için feragat ettik.

Hakarete uğradık, dişimizi sıktık. Linç edildik yıkılmadık.

Ne yazıkki olmadı, olamadı.

Akşener, anketleri işaret ederek, halkın istediği adayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ya da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğunu savundu.

"Milletimiz sizleri göreve çağırıyor"

Kameraların karşısına geçerek Millet İttifakı'nı oluşturan ve "Altılı Masa" olarak anılan yapıdan çekildiklerini açıklayan Akşener, "Milletimiz sizleri göreve çağırıyor." dedi ve ekledi:

Adaylık mesajı: Ya İmamoğlu ya da Yavaş

Sayın Mansur Yavaş'a ve Sayın Ekrem İmamoğlu'na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Üzerinize atılan tüm iftiralardan alnınızın akıyla çıktınız. Tüm engellemelere rağmen çok çalıştınız. Görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız.

Ne mutlu size ki, milletimizin gayretlerinizi gördü, yanınızda durdu. Milletimiz samimiyetinizi anladı, başının üstünde taşıdı. Milletimiz sizleri sevdi, bağrına bastı. Ve bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de milletimiz istiklalini yine kendi azim ve kararına bağlamıştır. Size de ateşten bir gömlek giymeyi vazife kılmıştır.

Bu vazife, Cumhuriyet'imizin yeni asrının şafağında yepyeni bir sayfa açma vazifesidir. Bu vazife, sadece bir dayatmayı değil, topyekün bir dayatmacılığı yıkma vazifesidir.

Bu vazife, sadece bir kişiyi değil, kendini milletten büyük gören çirkin bir zihniyeti yenme vazifesidir. Bu vazife, sadece bir seçimi değil, geleceğimizin tüm seçimlerini kazanma vazifesidir. Bu vazife, milletin sesini duyma vazifesidir. Bu vazife, millet iradesini yeniden hakim kılma vazifesidir. Bu vazife, milletin hakkını millete teslim etme vazifesidir.