Erdoğan: Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmakla kalmayacak, yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz." dedi.

Erdoğan: Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz

          Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kara Harp Okulunda Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Mezuniyet Töreni'nde konuştu.

 

       Kara, Deniz ve Hava Hark Okullamızda eğitim öğretimlerini tamamlayan 146 Türk ve 78 misafir subayımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum.

 

 

       Bilindiği gibi 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tüm harp okullarımızı milli savunma üniversitemizin bünyesinde toplayarak yeniden yapılandırmıştık. Bu sebeple 2016 ve 2017 yıllarında harp okullarımızdan Türk öğrenci mezun edemedik. Subay ihtiyacını karşılayabilmek için de temel askerlik ve subaylık anlayışı kazandırma eğitimlerini başlattık. Böylece, geçtiğimiz yıl Kasım ayında ve bu yılın Temmuz ayında yaklaşık 3 bin teğmeni Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'e kazandırdık. Aynı şekilde üniversitemize bağlı astsubay meslek yüksek okullarımızda mezunlarıyla ordumuzun insan gücüne katkılarını sürdürdüler. Bugün ise yeniden yapılandırma sonrası harp okullarımızın ilk mezunlarını veriyoruz.

 

 

       "Harp okullarımız tam kapasiteyle faaliyetlerini yürütür hale gelecek"

İnşallah yarın Balıkesir'e gidecek, astsubaylarımızın mezuniyet törenlerinde onlarla ve aileleri ile birlikte olacağız. Milli Savunma üniversitemiz önümüzdeki ekim ayında toplam 6 bin 125 Türk ve 22 ülkeden 661 misafir askeri öğrencisi ile yeni eğitim öğretim yılına başlayacaktır. Böylece 15 Temmuz'un ardından başlayan yeniden yapılanma süreci büyük ölçüde tamamlanmış ve harp okullarımız tam kapasite ile faaliyetlerini yürütür hale gelmiş olacaktır. Bazıları askeri okullar kapatıldı diye propaganda yapıyor halbuki işte burada olduğu gibi harp okullarımız astsubay meslek yüksek okullarımız, enstitülerimiz faaliyetlerini sürdürüyor.

 

 

        Sadece artık günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için askeri liseler kapatıldı. Şu anda üniversitemizin toplam öğrenci sayısı 9 bin 500'ün üzerindedir. Sadece bu yıl üniversitemize bağlı okullara 4 bine yakın yeni öğrenci alınacak. Görüldüğü gibi askeri okullar kapanması bir yana kapasitesi ve faaliyet alanı daha da genişleyerek ülkemize hizmet etmeyi sürdürüyor.

 

 

      En az bunun kadar önemli bir başka hususta askeri okullarımızdaki eğitim öğretimin içeriğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personel ihtiyacını karşılama konusundaki reformumuzu tabela ile sınırlı tutarsak kendi kendimizi kandırmış oluruz. Asıl buradaki zihniyeti değiştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin sürekli darbe ve cunta üreten vesayetin aracı haline gelen değil, ülkesini ve milletini en iyi şekilde savunacak bir orduya ve insan gücüne ihtiyacı vardır. Milli Savunma Üniversitemizin bu doğrultuda çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyorum ancak içerik konusunda henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelemediğimizi düşünüyorum. Kurumsal açıdan yeniden yapılanma sürecini önemli ölçüde tamamladığımıza göre artık tüm enerjimizi ve zamanımızı içerik üzerinde yoğunlaştırabiliriz. 

 

 

       Türk Silahlı Kuvvetlerimizi sadece silahı ile sadece insan gücüyle sadece fiziki performansı ile değil aynı zamanda hayata, dünyaya, ülkemize üstlenilen sorumluluklara bakış açısıylada en ileri düzeye ulaştırmak noktasında kararlıyız.

 

 

         "Geriye dönüş kesinlikle mümkün değildir"

İnşallah önümüzdeki dönem bu doğrultuda çok büyük reformlara imza atılacak bir dönem olacaktır. Türkiye'nin diğer tüm kazanımları gibi milli savunma üniversitesiyle kurduğumuz yeni sistemden de geriye dönüş kesinlikle mümkün değildir. Üniversitemizin rektörümüzün dekanlarımızın tüm çalışmalarını yakından takip ediyor ve destekliyorum.

 

 

        Tarihçiler Türk milletini asker millet veya ordu millet olarak tanımlar. Buradaki askerlik vurgusu birilerinin iddia ettiği gibi Türk insanının başka bir işe yaramayacağını ifade etmiyor. Tam tersine asker millet kavramı milletimizin ezanı, bayrağı, vatanı, devleti söz konusu olduğunda topyekün kıyama kalkan bir millet olduğunu anlatıyor.

 

 

      Günümüzdeki tecrübelerden de biliyoruz ki, askerlik ve onunla ilgili tüm faaliyetler toplumların gelişmesinin, büyümesinin, güçlenmesinin temel altyapısıdır lokomotifidir. Nitelikli insan gücünden yüksek teknolojiye kadar her türlü gelişmenin kaynağında askerlik ile ilgili ihtiyaçlar vardır. Buradan elde edilen sonuçlar ticaretten eğitime diğer alanlara uyarlanarak toplumların hedeflerine ulaşmalarına katkıda bulunuyor. Bizim de tüm gelişmiş ülkelerde kullanılan bu sistemi etkin şekilde çalıştırmamız şarttır. Esasen bu hakikatin örneklerini kendi tarihimizde de görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Malazgirt'te 947 yıl önce kazandığımız büyük zaferin yıldönümünü onbinlerce kardeşimizle birlikte kutladık. Malazgirt'ten yaklaşık bir asır sonra Anadolu'nun ve Balkanlar'ın her köşesinde izi olan Sarı Saltuk'un önderliğinde Dobruca'dan başlayarak bölgeye yerleşen Türkmenler asker millet oluşumuzun en bariz örneğidir. İlk etapta 12 bin kişi ile başlayan bu yerleşim tarım ve hayvancılıktan ticarete, şehirlerin imarından eğitime kadar geniş bir alanda sonuçlar doğurarak genişlemiştir. Daha Osmanlı kurulmadan Selçuklu devrinde yaşanan bu hadise bize gönüller fethedilmeden toprakların fethedilemeyeceği gösteriyor.

 

 

            "Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz"

Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmakla kalmayacak, yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz.

Güncelleme Tarihi: 30 Ağustos 2018, 17:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER