Erdoğan: Batı destek vermezse kapıları açmak zorunda kalırız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de kurulması planlanan güvenli bölge ile ilgili, "Batı destek vermezse biz de kapıları açmak zorunda kalırız." dedi.

Erdoğan: Batı destek vermezse kapıları açmak zorunda kalırız

          Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

 

           MKYK ve MYK toplantılarında partinin gündemindeki konuları istişare ettik ve AK Parti'nin 18'inci kuruluş yıl dönümünde geçmişten bugüne bir muhasebe yapma imkanı bulduk.

 

       Cumhurbaşkanı olarak uluslararası ilişkiler ile ilgili görevleri de kesintisiz bir şekilde sürdürdük. Bu çerçevede Ukrayna Cumhurbaşkanını ülkemizde misafir ettik. Güven mektubu törenleri vesilesiyle çok sayıda büyükelçiyi, Malezya Başbakanı'nı, Özbekistan Dışişleri Bakanı'nı, FIFA ve UEFA başkanlarını, KKTC Başbakanı'nı, Çekya Başbakanı'nı kabul ettik. Bayramlaşma için çok sayıda liderle telefon görüşmeleri gerçekleştirdik. Rusya Federasyonu ve ABD başkanlarıyla gündemlerimizdeki konularla ilgili çok önemli telefon görüşmelerimiz oldu.

 

      "Kutlu davaya zarar veririz"
      Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi her anlamda hedeflere doğru ilerlemesi için gece gündüz çalışıyoruz. Milletimizden aldığımız güçle, teşkilatlarımızın desteğiyle, dostlarımızın hayır duasıyla 'durmak yok yola devam' diyerek mücadeleyi sürdürüyoruz. Sizlerin de kendi illerinizde ve görev alanlarınızda benzer bir mücadelenin içinde olduğunuza inanıyorum. Buradaki her bir arkadaşımın en büyük meselesi, sorumluluğunu üstlendiğimiz kutlu davaya hizmet etmek, şahsiyetimizle, siyasetimizle, duruşumuzla, icraatımızla milletimizin gönlünü kazanmaktır.

 

        Herhangi bir arkadaşımız, kendi özel işi ve ilişkileri dahil, şayet herhangi bir konuyu davasına, hizmetin önüne koyuyorsa, üstlendiği görevin hakkını veremiyor demektir. İstisnasız her birimiz, 'önce ülkem, önce milletime hizmet, önce partim' diyerek işlerimize dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz. Aksi halde sadece milletimize mahcup olmakla kalmaz aynı zamanda hizmetkarı olduğumuz kutlu davaya da zarar veririz.

 

     Güvenli hale getirdiğimiz bölgelere dönen Suriyeli sayısı 350 bini buldu ama bu yeterli değil. Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki bunu Sayın Trump'la, Sayın Putin'le de konuştum. Aynı şekilde Almanya'da Merkel ile konuştuk. İngiltere ile bunları aynen konuştuk. Böyle bir güvenli bölgede 'gelin' dedik, buralarda bizler Türkiye'de çadır kentler var ve biz burada adeta konut yapıyoruz ve bu konutlara da bu güvenli bölgede bunları taşıyalım.

 

         Eğer böyle bir şey yapacak olursak Türkiye olarak biz de rahatlamış oluruz. Şimdi düşünün bizde konteyner kentler, çadır kentler, bunlar var ama buralarda insanca yaşama diye bir durum söz konusu değil. Bir taraftan insanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz, diğer yandan güvenli bölge teklifimize, 'çok güzel bir teklif'...
Bunu Sayın Obama'ya da söylemiştim. 'Çok güzel bir teklif.' Tamam güzel bir teklifse gelin konutların yapımını sağlayalım. Sizler bize mali destek verin, bir taraftan lojistik destek verin. Buraları hemen süratle yapmak suretiyle Suriye bölgesinde, Suriye'nin kuzeyinde işte Sayın Trump'ın yani '20 mil' dediği, 30 kilometre derinlik o bölgede ve bizim sınır boyunca ki 910 kilometre biliyorsunuz buralara, bu konutları yapalım. Böylece insanca yaşama imkanını onlara sağlayalım.

 

      Yani 250 metrekarelik yerel mimarisiyle onlara konutlar yapsak, 300 metrekare olabilir vesaire. Bir de çevresinde şöyle bir ufak 100, 150 metre bahçesi olsa, onu da ekip biçse bu insanlar hiç olmazsa hazır balık değil, balık tutmayı da orada öğrenmiş olur. Bunu yapalım. 'Çok güzel bir teklif.' Tamam güzel teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz tabii yine kovalamaya devam edeceğiz.

 

 

       "Kapıları açmak zorunda kalırız"
     Türkiye'de 3 milyon 650 bin Suriyeli yaşıyor. Şimdi İdlib tehdidi var. Bunun dışında Afganistan'dan gelenler de var. Bir taraftan geliyor, bir taraftan geri gönderiyoruz. Bunlar var ama bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Onu da söyleyeyim. Farklı yer nedir? Böyle oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Yani ya destek vereceksiniz verin, vermeyecekseniz kusura bakmayın bir yere kadar bu işi katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Bu insanlara bu tür zulme, kusura bakmayın biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bunu bir görün. Misafir ettiğimiz sığınmacıların yükünün paylaşımı konusunda AB başta olmak üzere bugün buradan söylüyorum dünyadan olması gereken desteği alamadık, almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Bunu söylüyorum. Tabii bu işleri yoluna koyana kadar biz bu desteğimizi vermeye devam edeceğiz.

 

        ABD ile mutabakata varma çabası
      İdlib'deki gelişmeler, Türkiye'ye yönelik sayıları milyonları bulacak yeni bir sığınmacı akını tehlikesini ortaya çıkardı. Rusya ile yakın iş birliği içinde İdlib'i güvenli halde tutarak, insanların kendi evlerinde yaşamalarını temin etmeye çalışıyoruz.

 

          Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bir bölümünün yaşadığı Fırat'ın doğusu ile Irak sınırı arasındaki Suriye topraklarını da güvenli hale getirecek adımlar attık, ABD ile bu konuda bir mutabakata varmanın çabası içerisindeyiz.

Güncelleme Tarihi: 05 Eylül 2019, 16:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER