UNUTMAYALIM Kİ KÜFÜR TEK MİLLETTİR

   Hz Adem (as)'ın çocukları Habil ile Kabil arasındaki kıskançlıktan sonra, Kabil'in Habil'i öldürmesinden sonra hak batıl, küfür iman mücadelesi de başlamış oldu.
  Bu mücadele kıyamete kadar da devam edecektir. Dünyanın da bir imtihan yeri olması hasebiyle de önemli olan bu dünyada imtihanı kazanabilmek, ebedi hüsrana uğramamak için, hak olanın yanıda durmak, haksıza, zalime, kafire, İsrail'e, Amerikaya  dur diyebilmektir.
  Küfrün tek millet olduğunu yakından görmek için de çok uzak tarihlere gitmeye gerek de yoktur.
 Yakın geçmişte Yahudisiyle, Hıristiyanıyla hatta Budistiyle küfre mensub kişi veya devletler Müslümanlara karşı komplular ile entrikalarla, düşmanlıkta hep birlikte hareket ettikleri, tek millet gibi oldukları görülür.
   Bu durumda biz Mülümanların da Arabıyla, Acemiyle, Kürdüyle, Türküyle, siyahıyla, beyazıyla tek millet olmaları, hep birlikte hareket etmeleri gerekmektedir. Zira yüce Allah bütün Müslümanları kardeş ilan etmiştir. Bizlere düşen de kardeşlik hukuku çerçevesinde hareket etmektir.
  Sevgili Peygamberimiz (sav) de, Müslümanları bir vücuda benzetmiş, vücudun her hangi bir uzvundaki rahatsızlığın diğer azalar tarafından da hissedildiğini, onları rahatsız ettiğini bildirmiştir.
   Hal böyle olunca bir Müslüman olarak biz Filistin'den, Kudüs'ten, Arakan'dan veya dünyanın herhangi bir köşesindeki Müslümanlara yapılan haksızlıkları, zulmü, işgali görmezden gelemeyiz.
   İngiltere'nin 1917 yılında Filistini işgalinden sonra dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Yahudileri Filistin topraklarına toplamasından sonra 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla Müslümanların bağrına bir hançer saplanmış oldu.
Amerika'nın ve Avrupa'nın da desteğiyle İsrail, kurulduğu günden beri sadece Filistinlileri tek değil, adeta bütün Müslümanları, özellikle de Araplarlı hep aşağılamış, savaşlarla, sürgünlerle topraklarını çoğaltmıştır.
   Amerika uyguladığı politikalarla İsrail'in önünde güç olabilecek devletleri de birer, birer ortadan kaldırmaktadır. Önce Irak'ı şimdide Suriye'yi darmadağın ettiler. İsrail'in önünü açmaktadırlar. Daha da kötüsü bazı Arap devletleri de bu zulümde, işgalde İsrail'in karşısında değil de, siyasi sebeplerden dolayı da İsrailin yanında yer almakta, müftülerine İsrail ile savaşmanın da caiz olmayacağının fetvalarını da yayınlamaktadırlar.
    Müslümanlar kendi aralarında birlik oluşturamayınca tek olan küfre de gün doğmuş oluyor.
Bundan cesaret alan lanetli yahudiler ve onların koruyucusu ABD Müslümanların üç kutsal mekanından biri olan Kudüs'ü şerifi yahudilerin başkenti olarak ilan edecek kadar ileri gitme cesaretini göstermektedirler.
   Zulmün devam edemeyeceğine inanıyoruz. Bu zulmün sonu da elbet gelecek.
Filistini her türlü zulümden, küfürden İsrail'den kurtaracak Ömerler, Selahaddinler gelecektir. İnşaallah bunu da Ömer'in torunlarıyla, Selahaddin'in torunları, Fatih'in torunları hep birlikte başaracaklardır.
    Ve bu da yakındır.

YORUM EKLE

banner29