EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMAYAN ÇALIŞANIN HAKLARI?

4857 Sayılı iş kanunu kapsamında çalışan için Ücret nedir biliyor mu? Maaşı ödenmeyen veya geç ödenen çalışanların hakları ile ilgili son dönemde en çok aldığımız sorular arasında oldu.

Bakıldığında Malum Küresel Salgının da etkisiyle Ekonomik alanında yaşanan daralma iş yerlerinin veya istihdam alanlarının nakit akışlarını da olumsuz etkiledi her çalışan ve işveren ile de malum bir durum olmak la beraber. 

İşverenler yaşanan nakit sıkıntısı nedeniyle çalışanlarının maaşlarını aksatmaya başladı ve Çalışanlar, bu tür durumlarda haklarının ne olduğunu öğrenmek istiyor,Özetle kanunlar çerçevesinde bir kaç başlık altında yazmaya gayret edeceğim...

1)ÖNCELİKLE ÇALIŞAN İÇİN ÜCRET NEDİR?
İş Kanunlarımıza göre, bir hizmet veya emek karşılığında alınan paraya ücret deniliyor. Ücret genel olarak toplu iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi ile belirlenebilir. Ödeme biçimi açısından da zamana göre; aylık, haftalık şeklinde olabiliyor. 

Bazı durumlarda ise parça başına ya da her ikisi birden uygulanıyor. Ücretin içine ise, prim, komisyon, ikramiye, kardan pay alma fazla çalışmalar gibi kalemlerde giriyor.

2)ÜCRETİN GEÇ ÖDENMESİ DURUMU?
Çalışma hayatı mevzuatına göre, işverenin temel görevi çalıştırdığı personelin maaşlarını düzenli ve zamanında ödemektir. Ancak birçok işletme ekonomik krizi veya nakit sıkıntısını gerekçe göstererek, ücretleri zamanında ödemiyor. Bazı durumlarda iki üç aylık gecikmeler yaşanabiliyor.

Ücretin geç ödenmesi ne anlama geliyor. Hukuki olarak öncelikle ücretin geç ödendiğinin tespit edilmesi veya kanıtlanması gerekiyor.

Bunun içinde, ücretin geç ödendiğinden bahsedebilmek için, ücretin ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir sebep olmaksızın, ücretin ödenmemesi söz konusu olacak.

Buradaki mücbir sebep nedir? Mücbir sebep işverenin iradesi dışında gerçekleşen olaylardır.

Örneğin yangın, sel, deprem hastalık gibi işverenin iradesi dışında gerçekleşen olaylar mücbir sebep sayılır.

Bu tür olayların dışında, maaşların 20 gün ödenmemesi, ücretin geç ödenmesi sınıfına giriyor. Ekonomik kriz ise mücbir sebepleri arasında yer almıyor. Bu konuda açılan iş davalarında Yargıtay' ın vermiş olduğu birçok emsal karar var. İşverenler, ekonomik krizi gerekçe göstererek çalışanlarının maaşlarında kesintiye gidemezler veya ücretlerin ödenmesini geciktiremezler.
Ayrıca, ekonomik kriz nedeniyle çalışanlar işten atılamaz. Bu tür durumlarda açılan davalar, işçiler lehine sonuçlanıyor.

3)MAAŞI GEÇ ÖDENEN ÇALIŞAN NE YAPMALI?
Kanunlarımıza göre, işveren tarafından işçinin maaşı kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına aykırı olarak ödenmezse, ihbar tazminatı bildirim süresi beklenmeksizin istifa edilebilir. Bu hak sadece maaşın ödenmemesi veya eksik ödenmesinde değil, ücretlerin geç ödenmesinde de kullanılabilir.

Çalışan, bu tür durumlarda haklı nedenlerle istifa etmiş sayılacaktır. Ve sözleşme ve kanunlardan doğan tüm ücret alacaklarını ve kıdem tazminatı ile diğer alacaklarını işverenden talep edebilecektir.
Ancak burada işçinin dava açmadan önce işverene 'ihtarname' göndermesi daha uygun olacaktır. Çalışanlar geriye dönük beş yıllık süre için ücretlerini isteyebilecekler dir. 

Burada gününde ödenmeyen ücretlere en yüksek mevduat faizi uygulanması söz konusu olacaktır der ilgili kanunlarımız sağlıklı günler dileklerimle...

YORUM EKLE