Din eğitimi derneklere, vakıflara, cemaatlara bırakılabilir mi?

    Eğitim, insanların temel bilgi kaynaklarından (akıl, duyu organları ve vahiy) elde ettiği bilgilerdir. Aslında her türlü bilgi sağlam kaynaklardan ve sağlam kişilerden alınmalıdır. Bu çerçevede din eğitimi de çok önem arzemektedir. Zira dini inanç fıtrattandır. Dolayısıyla insanın yaratılışında olan inanç sağlam temeller üzerine kurulmalıdır. Yanlış bilgilerin, yanlış inançların fert olarak veya toplum olarak insanlara fayda değil zarar verir.

Toplumumuzda din eğitimiyle ilgili çok uzun zamandır tartışmalar sürüp gelmektedir. Din eğitimi gerekli midir? Gerekli ise bu eğitimi kim ve nasıl vermelidir? Bunun gibi birçok konu hep tartışılmıştır. Bu gibi sorulara cevap olarak biliyoruz ki, toplumumuz inançlıdır, müslümandır. Dolayısıyla millete, devlete düşen temel görev bu topluma sahih kaynaklara dayalı, Kur’an ve sünnet çerçevesinde günümüz şartlarıyla uyumlu bilgileri vermektir.

Kabul edelim ki, okullarımızda verilen din eğitimi yetersiz ve eksiktir. Kesinlikle din eğitimi ihamale gelmez. İnsanın beyni ve kalbi sağlam, sahih bilgilerle doldurulmazsa yanlış bilgiler insanın zihnini doldurur. Böylece insan fert ve toplum için faydalı birey olmak yerine kendisine, millete, memlekete zararlı bireylere dönüşür.

Toplumda din eğitimindeki eksikliği zaman zaman cemaatler, dernekler, vekıflar doldurmaya çalışmışlardır. Burda da bu eğitimi vermeye çalışan cemaatların, derneklerin veya vakıfların yetkinliği, niyetleri çok önem arzetmektedir.

Yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişimi de gösterdi ki, din eğitimi cemaatlara veya diğer şahıs ve gurupların insiyatifine bırakılamaz. Bırakılırsa yanlış yönlendirmelerle yanlış yollara girilebiliyor.

Peki, o zaman nasıl yapılmalı? Öncelikle devlet, okullarda temel dini eğitimi düzgün ve sağlam bir şekilde vermelidir. Yine bir devlet kuruluşu olan ve temel görevi insanlarımıza dinini öğretmek, ibadet yerlerini yönetmek olan Diyanet İşleri Başkanlığına da çok büyük görevler düşmektedir. Diyanetin de aslında bu eğitimi sağlayacak potansiyeli vardır. Biraz daha fazla gayret, biraz da mevzuatlarda yapılacak iyileştirmelerle din eğitimi ehil ellerde daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilir.

Mevzuatlar da din istismarına, dinin yanlış öğretilmesine fırsat vermeyecek şekilde düzenlemelidir.

Toplumda dini çıkarlarına alet eden cemaatlar, guruplar maalesef çoktur. Bunlara fırsat vermemek gerekir. Hele hele din eğitimi gibi çok önemli olan bir konu cemaatlara, derneklere, vakıflara havale edilemez. Bu durumda milli eğitim bakanlığına ve Diyanet İşleri Başkanlığına da çok görev düşmektedir.

YORUM EKLE