BABA ERENLERDEN…

   Sofu Bektaşi’ye İslam'ın şartını sorar.
-Birdir. der Bektaşi.
Sofu: -Daha İslam'ın şartının 5 olduğunu bilmiyorsun, bir de bilimden dem vuruyorsun. Deyince. Bektaşi: - Îmamım, hac ve zekatı siz kaldırdınız, oruçla namazı da biz kaldırdık, geriye kelimeyi şahadetten başka ne kaldı ?.

   GÖMLEĞÎM KURUMASIN DİYE:
  Yılın birinde çok kuraklık olur. Köylüler bu yıl açlıktan kırılırız diye yakınırlar. Oradan geçen Bektaşi dervişini görünce, yağmur yağdırması için yârdim isterler. Köylülerin üzüntüsünü gören Bektaşi, bir tas su ister ve gelen su ile gömleğini ıslayıp bir tasın üstüne serer. Az sonra kara bulutlar çöker şarıl şarıl yağmur yağmaya baslar. Bunu gören köylüler:
 - Sen Evliyalar Evliyasısın! Deyip, ayağına kapanırlar.
Bektaşi: - Bu isin Evliyalığımla bir ilgisi yok, bu günlerde yukarıda ki ile aram biraz açık, gömleğim kurumasın diye yağdırıyor yağmuru.

   SU İLE FAZLA OYNAMAYA GELMEZ.
   Bir mecliste Bektaşi'yi namaza davet etmişler, bakmış herkes kalkıyor, O' da kalkmak zorunda kalmış. Yanında ki sofu:
 -Erenler sen abdest aldın mı? Diye sormuş.
Bektaşi: - İmanım hamurumuz topraktan yoğrulmuş, su ile fazla oynamaya gelmez, demiş.
 
   CIVITIN HA
   Bir sofu Bektaşi'yi yemeğe çağırmış, yemekten sonrada Namaz kılmaya davet etmiş. Bektaşi hiçte istekli olmasa da yediği yemekten dolayı ev sahibini kırmak istememiş, bir an önce bitirmek için hemen namazgâhın başına yürümüş. Bunu gören ev sahibi: - Erenler önce abdest alacaksın demiş. Bektaşi dayanamamış, - Sende iyice cıvıtın ha. Demiş.
 Bir atlı, yol kenarında yorgun Bektasiyi dinlenirken görünce, sununla biraz alay edeyim der ve sorar;
-Erenler bilgin olurmuş, size bir sorum olacak; Çok merak ediyorum, acaba Allah su anda ne yapıyor?. Bektaşi yolcunun edep-sizliğine bozulur ve:
- İmanım çok büyük bir soru sordun, böyle yüksek bir soruyu ancak yüksek bir yere çıkıp öyle cevaplayabilirim. Burada senin attın sırtında başka yüksek yer yok, sen in, ben ata binip, oradan cevaplayım bu sorunu. Adam attan iner ve Bektaşi biner ve, Bektaşi su cevabi verir:
-Allah şu anda, senin gibi bir akılsızdan ati aldı benim gibi bir akıllıya verdi. Deyip oradan dörtnala uzaklaşır.
     HERKES KENDİNDE OLMAYANI İSTER .
   Bektaşi'nin biri her nasılsa camiye gitmiş, yani başında namaz kılan adam.
 -Allah'ım! Beni dinden, imandan eksik etme, diye dua ediyormuş. Bektaşi'de başlamış duaya.
 - Allah'ım bana bir şişe rakı parası ihsan eyle... Bunu duyan adam.
- Bre dinsiz imansız herif , hiç Allah'tan rakı parası istenir mi?. Bektaşi
- Kızma be İmanım, herkes kendinde olmayanı ister. Sen biraz daha din, iman istiyorsun. Benim dinim, İmanım tamamdır, onun için bende rakı parası

MESCİT NE TARAFTAYDI
Yıllarca dergâhta eğitim görüp, saz çalıp, semah döndüren, Cem yürüten Bektaşi dervişini, Piri var git falanca bölgede kendi dergahını kur diye salmış. Gideceği yere varan Bektaşi, hemen yoldan çeçen birine;
- Mescit şu tarafta değimliydi hemşerim yahu? Diye sormuş.
- Mescit şu tarafta arka sokakta demiş yolcu. Bektaşi; Yahu niye, o yol meyhaneye gitmiyor mu? Yolcu:
- Yok, tövbe, meyhane soldan aşağıda 3. sokakta demiş.   Bektaşi sağ ol demiş. Mescide gider gibi yapıp, dönüp meyhaneye dalmış.

  SEELAM ALEYKÜM   KÜP
Alevi/Bektaşîlikte her şey usulü erkânı ile yapılır, içki içmekte. Bektaşi bir gün meyhaneye girmiş, bağıran çağıran, döküp deviren, Bektaşi'nin selamını alanı bırak, geldiğini bile duyup gören yok. Bektaşi kapının arkasında duran yıllanmış şarap küpüne dönüp yüksek sesle;
- Selamın aleyküm KÜP, demiş.. Bir anda   meyhanede ses solup kesilmiş, herkes Bektaşi'ye bakıyor. Biri sormuş;
 - Erenler n'oldu kafayı mı oynatın, burada insanlar varken dönüp küpe selam veriyorsun. Bektaşi;  
  - Bakın, şu küp yılladır içer,   yinede edebiyle oturup, gelen gideni de selamsız bırakmaz, siz iki bardak atınca, kendinizi de unutuyorsunuz, selamı sabahı d

   HAK İÇİN OLSUN BACIM
  Bektaşi meyhanede bir masaya oturmuş gel babam, git babam, demini de almış, birazda efkârlanmış, gece geç saatlerde, bu güne kadar hiç görmediği, bir şey; bir dansöz çıkmış ortaya kirmen gibi dönmeye başlamış. Yıllarca dergâhta sadece semahçıları, dönerken gören Bektaşi dervişi, kendini hava kaptırmış;
- Gösteriş için değil, Hak için olsun bacım, hak için olsun.. Demeye seslenmiş.

YORUM EKLE

banner29