Kale surlarına yazı yazılmaya devam ediliyor

Gazetemizin daha önceki yayınlarında da gündeme getirdiğimiz Van Kalesi'nin çeşitli bölgelerine yazı yazılması olayları sürüyor. Söz konusu yazılar tarihi kalede çirkin görüntülerin oluşmasına yol açıyor.

Kale surlarına yazı yazılmaya devam ediliyor

Van'ın en önemli tarihi ve turistik değerlerinden biri olan, aynı zamanda UNESCO Dünya Geçici Miras Listesinde yer alan Van Kalesi'nin surlarına ve çeşitli bölgelerine yazılar yazılıyor. Özellikle genç kesimlerin aşk yazıları yazdığı gözlenirken, vatandaşlar, yetkililerin bu soruna çözüm bulmasını istiyor.

Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Van Kalesi'nin çeşitli bölgelerine yazılan yazılar, çirkin görüntü oluşturuyor.

Kent merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan ve doğal bir kaya üzerine inşa edilen Van Kalesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2010 yılında yaklaşık olarak 2 milyon lira harcanarak yeni imajına kavuşturulmuştu.

Son zamanlarda özellikle duyarsız kişiler tarafından Van Kalesi'nin surlarına yazılan yazılar çirkin görüntü oluşturuyor.

Birçok medeniyetine beşiklik ve Urartulara başkentlik yapmış olan Van'ın tarihi kalesi her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilirken, kalenin hemen hemen bütün surlarına yazılan yazılar çirkin görüntü oluşturuyor.

Van Kalesi'ni ziyaret eden vatandaşlar kalenin kaderine terk edilmemesi ve bu çirkin görüntülerin önüne geçilmesi gerektiğini ifade ettiler.

Evliya Çelebi'nin çöken deveye benzettiği her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği, gün batımı ve Van şehrini yüksekten izleyenlerin uğrak yeri olan Van Kalesi'nin bu tür çirkin saldırılara maruz kalması, tepkilere neden oluyor.

VAN KALESİ

Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır. Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Kayalık, 20-120 m arasında değişen genişlikte, 1800 m uzunluğunda ve 100 m. yüksekliğinde doğal bir kütleye sahiptir. Güneyden sarp ve dik, kuzeyden meyilli topografik bir özellik göstermektedir. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur. Kalede Urartular'dan kalma Madır (Sardur) Burcu, Analı-Kız açık hava tapınağı, 1. Argişti, Kurucular, Menua ve II. Sarduri kaya mezarları, Bin Merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır. Kalede Urartular'dan sonra Osmanlı'ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafındaki sur ve kuleler, kuzey batıya bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diger beden duvarları, Yukarı Kale, Süleyman Han Cami ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar, Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır. Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915'ten sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır.Bölge: Necat Teyfun

Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2021, 09:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER