İzsiz: Bana kumpas kurulduğu için istifa ettim

Vanspor Kulüp Başkanlığı’ndan istifa eden Seyithan İzsiz, başkanlık yaptığı iki buçuk aylık süre zarfında kendisine yönelik çok büyük kumpasların kurulduğunu belirtti. İzsiz, özellikle önceki kulüp Başkanı Servet Yenitürk ve Teknik Direktör Saffet İşler’e yönelik sert eleştirilerde bulundu.

İzsiz: Bana kumpas kurulduğu için istifa ettim

Vanspor Kulüp Başkanı Seyithan İzsiz Cumartesi akşamı bir otelde kentteki basın mensuplarıyla bir araya gelerek istifasının nedenlerini sıraladı.

Futbolcuların Sarıyer maçı öncesi alacaklarını alamadıklarını gerekçe göstererek 2 gün üst üste idmana çıkmaması üzerine açıklamalarda bulunan Kulüp Başkanı Seyithan İzsiz, tüm futbolcuların 1. Taksit ödemelerini yaptıklarını, 2. Taksit ödemelerinin de bir kısmını ödediklerini söyledi.

Başkan İzsiz, bütün futbolcuların ödemelerini zamanında yaptıklarını belirterek, futbolcuların birileri tarafından dolduruşa getirildiğini ve idmana çıkarılmadığını ileri sürerek, Teknik Direktör Saffet İşleri'n de takıma ciddi zarar verdiğini ifade etti.

Başkan İzsiz, arkasından iş çeviren Servet Yenitürk ve ekibini takıma sahip çıkmaya davet ederek, bundan sonraki süreçte başkanlık görevini As Başkan Mehmet Avcı'nın yürüteceğini vurguladı. İzsiz, kulübe bugüne kadar yaptığı 1 milyon 250 bin TL’yi de bağışladığını açıkladı.

“SON KONGRE YAPILMASAYDI, VANSPOR FESHEDİLEBİLİRDİ”

Toplantı öncesi kongrede ve maç sonlarında yaptığı açıklamaları izleten Başkan İzsiz, “Kongredeki konuşmamda Vanspor ile ilgili realiteye ve iki maçtan sonraki açıklamalarımda takımımızın gerek kendi performansını ve grupta bulunan diğer takımların performansıyla ilgili o zaman değerlendirmelerde bulunmuştum. Kongrede belki bizi çokça ilgilendiren konulardan biri futbolcu ve teknik heyete hakim olmamamızdı. İkinci bir konu ise elbette işin mali yönüydü. Vanspor iki yıldır ekonomik olarak gerçekten bir çıkmazın, bir girdabın içerisindedir. 20 milyon borcu var ve Vanspor artık son kongre yapılmaz ise feshedilecek bir kulüp konumundaydı. Bunu bütün Van halkı da biliyor. Yeni bir yönetim arayışı Vanspor için yeni bir şey değil. İki ay önceki konu da değildi, 4 ay önceki konu da değildi. Nereden bakarsanız bir iki yıllık bir konudur. Türlü dostlarımıza, arkadaşlarımıza, işadamlarımıza gidildi ama Van’dan ama il dışından, belki de çok arzulamasına rağmen, istemesine rağmen kimisi işinin yoğunluğundan, kimisi vakit ayıramayacağından, kimisi belki de ekonomik olarak kendisini hazır hissetmediğinden Vanspor Kulübü’nün başkanlığına ve yönetimine talip olmadı” dedi.

“GEÇMİŞTE NASIL DESTEK VERDİYSEM, VERMEYE DEVAM EDECEĞİM”

Kongreden iki ay önce sosyal medyadan Vanspor’un fesh olacağına dair bilgi sahibi olduğunu belirten Başkan İzsiz, “Düşünün ki içeride ve dışarıda iki buçuk milyona yakın bir nüfusunuz var ve bu nüfusun içerisinde belki son 50 yılına bakılacak olunursa memlekete isim yapmış, nam yapmış işadamları, siyasiler, bürokratlar çıkmış ama iki buçuk milyon civarındaki insanı ilgilendiren bir kulüp fesh oluyor. Bu çok dramatik, incitici, acıtıcı, rendice edici bir konudur. Bakın biz bunu öğrendiğimizde gerçekten içimiz acıdı. Arkadaşlarımızın yoğun bir şekilde gelip gitmeleri başlayınca ben dönemin başkanına ‘sayın başkan siz lütfen devam edin. Ben bir kardeşiniz olarak bu memleketin, bir evladı olarak söz olsun üzerime düşen maddi katkıyı yapmaya hazırım’ dedim. Geçmişte nasıl destek verdiysem vermeye devam edeceğim. Ben sadece Vanspor’a destek vermiyorum. Sayısız kurumumuza destek veriyorum. Bizde Van’dan, Ankara’dan, İstanbul’dan arkadaşlarımıza görüşerek, yönetim oluşturarak Vanspor’a sahip çıkmak istedik. Her bir arkadaşımızdan taahhüt aldık. Dolayısıyla böylelikle bir birliktelik oluşturduk. Bize ifade edilen mali tabloda Servet Yenitürk’ün kulübe koydurduğu hacizleri ortadan kaldırmamız için bir defa 500 bin lira harç parası ödememiz gerekiyordu. Ödedik ve hacizleri kaldırdık. Kulübün borcunu 10 milyona kadar düşürdük. Bu hacizlerin hepsinin kalkmasında işleri biz takip ettik. Biz icra dairelerine gittik, biz harçlarını yatırarak icraları kaldırdık. Bu yıl içinde 15 milyona yakın bir giderden bahsedildi. Bunun karşılığında ortalama 5 buçuk milyon gelirden bahsedildi. O zaman bizim cebimizde 10 milyona yakın paranın çıkması lazım dediğimizde yönetim kurulundaki arkadaşlarımız bize bunu herkes bu parayı payda halinde vererek ödeyebileceğimizi ifade ettiler” diye konuştu.

“HOCAMIZA YÖNELİK KISITLAYICI VE TAAHHÜT EDİCİ BİR MADDE KOYDUK”

Teknik Direktör Saffet İşler’le ilk yaptığı görüşmeyi aktaran Başkan İzsiz, “Sezon öncesi gerek takımı gerek teknik heyeti tanımak istediğimizde ilk akşam teknik direktörü davet ettim. Teknik direktör geldi ve görüştük. Affınıza sığınarak sükût ikrardan gelir. İkrar güzel bir şeydir, ikrarı becerebilmek ne güzel şeydir, ama vakti geldiğinde de bu ikrarın da gerekliliğini yapmak lazım. Çünkü siz toplum adına, millet adına, hemşehri adına birçok şeyi yutkunabilirsiniz ama günün sonunda zarar vermeye başladığı andan itibaren artık ikrarın bir kıymeti yoktur ve seslendirmek lazım. Ben beyefendiye ilk defa karşılaştım. Müsaade buyurursanız ismini de anmak istemiyorum. Tanıdıktan sonra dönüp arkadaşlara bu arkadaşımız benim kurumsal hafızama, yönetim biçimime, disiplinime ayak uydurabilecek biri değil ama sonuçta hak haktır. Bu arkadaşımız eğer bu kulüpte görev almışsa biz bunun hakkına giremeyiz. Sonra dedim ki teknik direktöre bir soru sordum. Hocam dedim Zeki Yılmaz ile aranız nasıl? Diyaloglarınız nasıl? Hitap aynen şu dedi ki ‘valla başkan dedi, başkan gel dedim, Zeki sen de gel dedim. Bak dedim Zeki sen benim her dediğime uymazsan ben seni gönderirim. Başkan sen de beni duy’ şimdi ben bunun üslubunu, muhataplığı, diyalogu alıp yazdım. Daha sonra sözleşmeler söz konusu olduğunda muhatap arkadaşa dedim ki hocamıza yönelik kısıtlayıcı ve taahhüt edici bir madde koyacaksınız. Benim iki ayrı sebebim vardı. Bir hocanın hakkına girmek istemiyorum. İki hocaya da çok itibar gösteremeyeceğimi de bildiğim için Van’a 20 yıl önce tanıdığım Galatasaray’ın alt yapı hocası, 30 yıl boyunca Fatih Terim ile çalışmış olan Recep hocayı arayıp lütfen bana eşlik eder misiniz dedim. Bana dedi ki ‘biz sizinle 20 yıl önce tanıştık. Ben amasız, fakatsız demeden, hiçbir şekilde size dayatmada bulunmadan seve seve gelirim. Recep hocanın görevi teknik olarak takımı takip edin ve yönetimi bilgilendirin. Teknik heyet görevini yapıyor mu? Futbolcu arzu edilebilir derecede antrenmana katkı sağlıyor mu? ve gerçekten özellikle geç başladığımız için kondisyon anlamında takım iyi bir hazırlık süreci yaşıyor mu? Hocanın sözleşmesinden üç gün sonra tesisleri ziyarete gittim. Çok affınıza sığınarak bulunduğum odaya el pençe divan gelen bir hoca oturdu. ‘Başkanım biliyorsunuz lig daha yeni başladı. Ben artık nereye giderim. Nasıl yaparım bilmiyorum. Sözleşmeme böyle bir madde koydurmuşsunuz’ dedi. Ben dedim ki hocam siz daha ben başkandım ama sözleşmeden sonra başkanım oldum. Dedim ki hocam siz benimle birkaç ortak dostumuzun olduğunu söylemiştiniz. Doğru mu? Doğru dedi. Bir tanesi de şuan yanımda oturmuş Müjdat Çelik. Peki, hocam beni onlara sordunuz mu diye bir soru yönelttim. Sorduğunu söyleyip Seyithan beyin kefiliyiz dediler. Dedim ki hocam ben ne sizin için ne de bir başkası için asla hakka girmem. Rahmetli babam mezardan kalkıp gelse ben hakka girmem. Vanspor’a faydalı olduğunuz zamana kadar sizin hakkınızın teminatı benim dedim. Çünkü biz Vanspor ile memlekete karşı sorumluyuz. Vanspor benim şahsi şirketim değil. Dolayısıyla siz gerekli intizamı göstereceksiniz bizde size hakkınızı vereceğiz. Tabi o ilk diyalogu yaşayan biri olarak doğal seyrinde hocayla çok derin bir sohbet havasına girmek istemiyorum. Çünkü mizacı algıladım” ifadelerini kullandı.

“MARAŞ MAÇINDAN SONRA ADANA’DA YEMEĞE GİDECEĞİZ, HOCA BEY ORTADA YOK”

Saffet İşler’in vurdumduymaz tavırlar sergilediğini belirten İzsiz, “Bir gün As Başkanımız Mehmet Avcı hocaya biraz mesafeli davranıyorsunuz, şuan İstanbul’dadır, siz de uygun görürseniz kahvaltıya davet etmek istediğini söyledi. Dedim ki Mehmet kardeşim madem böyle bir davette bulunmuşsun o zaman ben sizi ağırlamak istiyorum. Mehmet Avcı ile hocayla ofisimde kahvaltı yaptık. O sırada Mehmet kardeşim dedi ki hocaya söz verdim. Peşinatının yarısını ödeyeceğim. Dedim ki Mehmet bey, ballı, kaymaklı bir taahhüt olmuş, çünkü hala sezonun başındayız. Bir anda maaşının yarısını vermeyi çok uygun görmesem de Mehmet kardeşim ben seni incitemem. Madem böyle bir söz vermişsin o zaman ödeyelim. Kahramanmaraşspor maçına gittik, yönetim kurulu üyelerimize de mutlaka maçı izleyerek takımın performansını değerlendirmelerini izledim. Kahramanmaraşspor maçını ben çıplak gözle izledim. Biz ligin dibindeki Maraş kadar top oynayamadık. Adamların bize iki tane ikram golü var, son dakikalarda da bir tane gol attık. Maç başı boyunca da çok affedersiniz hiç takıma yakışmayan oyun gördük. Yetmemiş gibi saha içerisinde tartışmasına tanıklık ettim. Devre arasında hocaya lütfen bu çocukları uyarın. Bizim ciddiyetimize yakışmıyor. Maç sonu değerlendirmemde de her futbolcuya ihtiyacımızın olduğunu, golü atan Furkan kardeşimizin ayağının çok sağlam olduğunu söyledim. Ben Furkan’ı Afyon maçında izlerken kendisini çok beğendiğimi, çok sağlam bir ayağı olduğunu, topu ayağında daha az tutup, biraz daha başını kaldırırsa çok iyi bir futbolcu olacağını söyledim. Bakın ben profesyonel futbolcuyum. Lisansımı bakkaldan almadım. Türkiye Futbol Federasyonunda aldım. Peki, Furkan Maraş maçında ne yaptı? 5 dakika arayla o kadar lüzumsuz bir kırmızı kart gördü ki üç maç bizi yalnız bıraktı. Peki, oldu mu şimdi? Daha önceden de diğer futbolcularla çeşitli sıkıntılar yaşamıştık. Maraş maçından sonra Adana’da yemeğe gideceğiz hoca bey ortada yok. Mersin’e arkadaşlarının yanına gitmiş, ne selam, ne kelam, ne müsaade, yönetici arkadaşlarımız kendisini arıyor. İstifa ettiğini söylüyor. Bende arkadaşlarıma istifa nedenini sordum. Üslubumun sert olduğunu ifade etmiş. Peki Allah aşkına bu zamana kadar maç sonunda değerlendirmelerde bulundum, hiç sert bir üslubumu gördünüz mü? Ben oradan ne konuşuyorsam her toplantıda aynısını konuşuyorum. Kulüp Başkanı olarak takımın, futbolcuların eksiğini söylemeye hakkım yok mu? Teknik direktörüme antrenmanlara geç gidiyorsun hatta bazen gitmiyorsun. Disiplinle ilgili sorunun var deme hakkım yok mu?” dedi.

İş kadını İrem Bayram ile ilgili olayı da anlatan İzsiz, “Bakın Kahramanmaraş maçında o kadar onur kırıcı bir şey yaşandı ki, İrem Bayram hanımefendi bizim bacımızdır, kardeşimizdir. Adana’ya maçı izlemeye geldi ve maçtan sonra dedi ki Vanspor’a katkı sunmak istiyorum. Ben de kendisine memnuniyetle kabul edebileceğimizi ifade ettim. İrem Hanım, soyunma odasında futbolcuları ve teknik ekibi ziyaret ederek, primlerini karşılamak istiyorum dedi. İrem hanım soyunma odasında konuşurken ‘Kahramanmaraşspor puan cetvelinde en diptedir. Haftaya da Sivas Belediyespor ile oynayacağız. Bence iki primi birlikte değerlendirmek lazım’ dedi. Hoca, orada o kadar futbolcunun arasında İrem hanıma ‘olmaz öyle şey! futbolun bir kuralı var. Maç başı her şey düşünülür!’ diye çıkıştı. Ben de ortamı yumuşatmak için araya girdim. Bunlar doğru davranışlar değildi” ifadelerini kullandı.

“HOCANIN TAKIMIN BAŞINDA DEVAM ETMESİNİN VANSPOR İÇİN ÇOK FAYDALI OLDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM”

Hocanın devam etmesi durumunda faydalı olacağını düşünmediğini belirten İzsiz, “Bu zamana kadar en az 10 bin kişiyle çalışmış 45 yaşında bir kardeşiniz olarak hiçbir zaman ‘ben gideceğim’ diyen bir adamın faydalı olduğunu görmemişim. Ben hocanın devam etmesi durumunda faydalı olacağını asla düşünmüyorum dedim. Bana göre hoca artık dile gelmiştir. Kalbindekini seslendirmeye başlamıştır, ama arkadaşlarımın da isteği üzerine hocayla birkaç maç daha devam edelim dedik. Bakın hoca iki de bir kalkıp Zeki hocayı bana kötülüyordu. Sen benim memleketimin evladını, benim memleketimin kızını insanların içerisinde ikide bir şikâyet etmek suretiyle rencide edemezsin. Ben sana böyle bir hak tanıyorum. Kimse sana böyle bir had vermedi. Ben bunlardan dolayı hocanın takımın başında devam etmesinin Vanspor için çok faydalı olduğu kanaatinde değilim. Hoca sürekli koordinatör arkadaşımızı bahane ederek eski yönetimden kalan arkadaşlarımıza da bu işin merkezine alarak huzursuzluk çıkardı. Bu işin merkezinde hoca ve diğer yönetici arkadaşlarımız var” diye konuştu.

“1 MİLYON 300 BİN CİVARINDA PARA YATIRDIK”

Takımın 2 gün üst üste antrenmanlara çıkmamasına da açıklık getiren Başkan İzsiz, “Takımımız iki gün peşinatları ödenmediği için antrenmanlara çıkmamış, bizim şuana kadar gelirimiz 6 milyon 238 bin lira, Servet beyin koyduğu hacizleri de eklediğimizde giderimiz 6 milyon 200 bin lira civarındadır. Şuan kasamızda faturaları kesilmiş iki tane ödememizin geldiğini varsaydığımızda 536 bin lira kasamızda para var. 23 günde futbolcu hesaplarına 4’er, 5’er gün arayla 5 defa para yatırılmış, toplamda 1 milyon 300 bin civarında para yatırdık. Futbolcu arkadaşlarımızın tüm maç primlerini ödedik. Bakın Turgutluspor maçından sonra biz 10 bin lira prim ödedik. Futbolcu maaşlarının birinci taksitlerinin tamamını ödedik, ikinci taksitlerin belli bir kısmını ödedik. Dönem sonuna kadar teknik heyet, futbolcu alacakları 1 milyon 900 bin lira iken bizim şuan hebamızda 536 bin lira, dönem sonunda Belvan, TFF, Spor Toto, Silahtaroğlu’ndan 2 milyon 300 bin lira civarında alacağımız var. Yönetici arkadaşlarımızın hiçbirinde ödeme gelmezse dahi biz borcumuzu buradan karşılayabiliriz” ifadelerini kullandı.

“BUGÜNE KADAR KULÜBÜN HESABINA 3 BUÇUK MİLYON TL YATIRDIK”

Kulüp Başkanı olarak şahsi hesaplarından 1 milyon 250 bin lira para verdiğini belirten Başkan İzsiz, “Diğer kardeşlerimle beraber yaklaşık 3 buçuk milyon TL bugüne kadar kulübün hesabına para yatırdık. Yine kendi şirketimin hesabından 200 bin lira para gönderdim. Sırf dostluklarımızdan dolayı, Erzurumlu hemşehrimiz 150 bin lira, Ordulu hemşehrimiz 100 bin lira, Giresunlu hemşehrimiz 100 bin lira, İzmirli hemşehrimiz 100 bin lira, Bitlisli hemşehrimiz 50 bin lira, Tokatlı, Karslı hemşehrilermiz Vanspor’a çeşitli miktarlarda maddi destekte bulundular. Şuan takımın 6-7 futbolcusu geçen yıldan devam eden arkadaşlarımızdır. Geçen yıl primlerinin ve maaşların nasıl yatırıldığını iyi biliyoruz. Aylarca maaş ve prim alamayan futbolcular var. Şimdi düşünün taksitlerinizin birincisi tamamen yatırılmış, ikincisi kısmen yatırılmış, üçüncüsünün yatırılması için Aralık sonuna kadar vakti var. Primlerinizin tamamını 10 bin lira, 6 bin lira, 5 bin lira şeklinde almışsınız. Daha bundan bir hafta önce hesabınıza para yatmış, ama futbolcular ne hikmetse iki gündür ‘biz paramızı almadık’ diye idmanlara çıkmıyor. Peki, bu sadece futbolcunun aklı mı? İki gün önce futbol şube sorumlusu istifa etmiş, ona soruyorum. Futbol şube sorumlum Sarıyerspor maçında statta futbolcularla ne görüştünüz?“ dedi.

“İLK TOPLANTIDA GELİR GİDER TABLOSUNU BASINLA PAYLAŞTIĞIM İÇİN, BİRİLERİ RAHATSIZ OLDU”

Vanspor’un zirveye yerleşmesiyle birilerinin fitili yaktığını söyleyen Başkan İzsiz, “Basın mensuplarıyla ilk yaptığımız toplantı gayet güzel geçti. Toplantı sonunda yönetim kurulunda yer alan arkadaşlara söz almak isteyen varsa konuşabilir dedim. Kimse söz almadı. İlk toplantıda gelir-gider tablosunu basınla paylaştığım için birileri rahatsız oldu. Sezon başında acaba ligde kalır mı? Acaba bu ekonomik girdaptan çıkar mı diyen, beklenti içerisinde olan kimi dostlarımız Vanspor’u zirvede görünce, Seyithan İzsiz de çok oldu diye düşünüp, fitili yaktılar. Birinci toplantıdan sonra Türkmen ağabey hararetli bir şekilde otele gelerek yönetimden bazı kişilerin istifa ettiğini söyledi. Servet beyin başını çektiği 4 kişinin istifa ettiğini söyledi. Otelde istifa edenlerle görüştüm. Birbirimize iki ay boyunca söz verdiğimizi söyledim. Neden istifa ediyorsunuz? Sizinle birlikte bu şehir için taahhütlerde bulunduk. Ben işimi gücümü bırakıp buraya geldim, siz istifa edesiniz diye mi, dedim onlara. Siz hiç rahatsız olmayın, ben istifa edeceğim, dedim” diye konuştu.

“BU, KUMPAS DEĞİL DE NEDİR”

Servet Yenitürk’ün kendilerine kumpas kurduğunu belirten Başkan İzsiz, “Ondan sonra arkadaşlarımızın yoğun isteği üzerine o süreçte devam ettik. Takımın mali durumuna baktığımızda Silahtaroğlu’ndan 500 bin liralık çek verilecek. Bize önce 500 bin lira dendi, ondan sonra Servet Bey 100 bin lira harcadığını söyleyerek, 400 bin lira olduğunu ifade etti. Baktık 250 bin lira var, 150 bin lira eksik, Servet beye nerede olduğunu sorduğumuzda Kaleci Aydın Bağ’dadır. Mehmet Avcı’ya böyle bir şey olur mu? Servet beyin kendisine çekin kulübün olduğunu, burasının da bakkaliye olmadığını, Vanspor’u kurumsal bir hafızayla yönetmek istediğimizi dile getirmiştir. Çeki kaleci Aydın’dan istedik, vermedi. Bize ben çeki ancak Servet Yenitürk’e veririm. Ya arkadaş o çek kulübündür. Biz senin peşinatını ödedik dedik. Kabul etmedi, Servet Yenitürk’ün kendisine ‘Sakın benden başkasına verme’ dediğini söyledi. Mehmet Avcı’ya Servet Yenitürk’le başka ne konuştunuz diye sordum. Servet bey kendisine ‘Zaten sizin yaptığınız kongre yasal değil. Ben sizi bilerek üye yapmadım. Çünkü size güvenmiyorum’ demiş. Ya arkadaş biz o kadar taraftarın, basın mensuplarının, delegelerin önünde kongre yaptık. Peki bu kumpas değil de nedir? Ben Servet beyi aradım ve Mehmet beye böyle bir şey dediniz mi diye sordum. Bana söylediğini belirtti. Ben de Servet beye Allah’a hamdolsun ne yaptığını bilen biriyim. Siyaset bilimciyim, hukukçuyum, aynı zamanda söylemesi ayıp rabbimin takdiri, şuan şirketimde sadece 12 tane avukat çalışıyor. Ben sizinle yaptığım bütün görüşmelerimi kayıt altına almışım, dolayısıyla siz kendinize yakışanı yapmayacaksanız, ben bunları kullanırım. Servet bey gelip bizden özür diledi. Ondan sonra eski üyelerden karar defterine imza attırmaya başladık” ifadelerini kullandı.

“BAŞKANLIK İÇİN BİRİLERİNE SÖZ VERİLDİ, GEREKİRSE TAKIMI MAÇA ÇIKARTTIRMAYACAKLARI VAADİNDE BULUNDULAR”

Servet Yenitürk ve ekibinin yerine başkanlarını getirmek için farklı oyunlar çevirdiğini belirten Başkan İzsiz, “Ondan sonra beni göndermek için Levent Cankurtaran kardeşime giderek başkanlık görevini gel sen devral dediler. Levent beyde başkanımız olduğunu söyleyip kabul etmiyor. Hatta daha ileriye giderek sana zemin hazırlamak için takımı Bayburt Özel İdarespor maçına çıkarttırmayacağız. Levent kardeşim bunlara kendisine yakıştırmadığını, Seyithan beyi kısa süre önce tanıdım ama çok da sevip saygı duydum. Seyithan bey ne derse ben onu yaparım ama eğer olur da başkan bir gün kendi rızasıyla görevi bırakırsa kulübü başkansız bırakmamaya gayret ederim diyor. Sonra sen yine de düşün, biz zemini hazırlarız. Veysel Bey İstanbul’a giderek Mehmet Avcı ile görüşüyor ve başkanı değiştirmek istediklerini ifade ediyor. Levent beyden 10 milyon alırız diyor. Tabi bunlar bu hesabın içerisine girerken Levent beyin haberi yok. Mehmet Avcı’ya bile teklifte bulunuyorlar ama kabul etmiyor. Bunlar baktı ki buradan bir şey çıkmaz, Van’ın içerisinde organize etmeye çalışıyorlar. Veysel Ürün’e teklif götürüyorlar. Bu zaman içerisinde taraftar başkanlarını da arayarak siz maçta Seyithan İzsiz’i istifaya davet edin Veysel başkan geliyor. Bakın ben kongrede de ifade ettim. Takımı ben kurmadım, futbolcuları tanımıyorum. 23 gün içerisinde 4 günde bir 5 defa para yatırılmış, maç başına 5-6-10 bin lira prim alan futbolcuların paramı almadığım için ne kadar anlamlı buluyorsunuz?” dedi.

“GİZLİ KAPILAR ARKASINDAN BENİM İŞİM OLMAZ”

Son derece şeffaf, mert ve net bir şekilde vefa borcunu ödediğini belirten Başkan İzsiz, “Ben bu memlekete kardeşlerimle birlikte vefa borcumu yerine getirmeye geldim. Bunu yaparken de son derece şeffaf, mert ve net bir şekilde yapmaya özen gösterdim. Öyle anlaşılıyor ki bu memlekete bu zamana kadar bir kurum böyle yönetilmemiş, bu memleketin muktedirleri galiba bizden rahatsız oldular. Bakın sadece bu arkadaşlarla sınırlandırmıyorum. Kendini muktedir zannedenler herhalde biraz rahatsız oldular. Benim zihnim, zihniyetim budur. Ben şeffaf ve mert bir adamım, gizli kapılar arkasından benim işim olmaz kaldı ki bir duyum üzerine Veysel beyi arayıp konuştum. Kendisine benden biraz rahatsız olduğunuzu duydum. Varsa böyle bir şey lütfen benimle paylaşır mısınız dedim. Bana kesinlikle böyle bir şey olmadığını, bana hayran olduğunu, benim herkesin örneği olduğumu söyledi” diye konuştu.

“HARCADIĞIM PARA MEMLEKETİME HELAL HOŞ OLSUN”

Servet Yenitürk ve Veysel Ürün’ü takıma sahip çıkmaya davet eden İzsiz, “Ben sizin aracılığınızla Servet beye, Veysel beye ve arkadaşlarına çağrıda bulunuyorum. Lütfen gelin Vanspor’a sahip çıkın ve benim şuan yönettiğim şekliyle sizde yönetin. Ben şirketimle, dostlarımla, kardeşlerimle her ne ödediysem memleketime, hemşehrilerime helali hoş olsun. Ayaklarına paspas olsun. Kardeşlerime helal olsun. En nihayetinde benim hiçbir talebim yok ama siz gelin ve bizim bıraktığımız yerden alın. Bu kulüp acaba ligde kalır mı deniliyordu. Şuan Vanspor zirvede, potanın içerisinde ve liderin sadece iki puan arkasındadır. Gizli kapaklı oynamaya gerek yok. Mert olacağız, gelip kulübe sahip çıkacaksınız diyorum. Ben kardeşlerimle birlikte göreve talipli oldum. Çok yoğun bir işadamı olmama rağmen vakit ayırmaya çalıştım. Bugüne kadar kaçırdığım bir tane maç var ona da bilinçli olarak gitmedim. Bayburt Özel İdarespor maçı hariç diğer tüm maçlara gittim. Tesisleri ziyaret ettim, soyunma odalarını tek tek gezdiğimde kulübümüze yakışmadığını ifade ettim. Daha ilk haftada Gençlik ve Spor Bakanıyla görüşerek 12 milyon TL’lik bir ödenek sözü aldık. Hicran İsaoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Dosyamız şuan Büyükşehir Belediyesi’nde onay bekliyor. Biz bu onaydan sonra Van’a 12 milyonluk tesis kazandıracağız. Arkadaşlar bunu alıp kaldığı yerden devam ettirsin ve şehrimize bir tesis kazandırsınlar. Çünkü biz altyapısını hazırladık” ifadelerini kullandı.

“BU YAŞANANLARDAN DOLAYI İSTİFA EDİYORUM”

Bundan sonraki süreçte de Mehmet Avcı ve ekibinin yanında yer alacağını belirten Başkan İzsiz, “Arkadaşlarımız 3 yıl için Silahtaroğlu’na 1 buçuk milyon TL isim sponsorluğu vermişti. Çağrı bey belki işine böyle gelmiştir, kendisine hak veriyorum ama ben ise gelirken Vanspor bana göre marka değeri çok önemlidir. Vanspor’un gerek göğüz sponsorluğu ve isim sponsorluğu bana göre çok değerlidir. Şuan göğüs sponsorluğu ve totem çalışması var. Göğüs sponsorluğunda bizim imza aşamasıyla beraber firmadan hesabımıza geçecek olan para 3 buçuk milyon üzerindedir. 3 milyonu kabul ettiler ama biz 3 buçuk milyon almak için zorluyoruz. Şuan imza aşamasındadır. Vanspor token çıktığında yine bizim beklentimiz minimum 10 ile 15 milyon TL’nin Vanspor’un hesabına geçmesidir ki burada anlaştığımız firmayla yüzde 50, yüzde 50 şeklinde anlaştık. Tüm kulüpler bu şekilde anlaşmış, herhalde bizim bu çalışmalarımız birilerini rahatsız etti veya başka bir amaç var. Bugün biz 11. maçımızı geride bıraktık. 23 puanla potada ve zirvedeyiz. İkinci taksitlerin belli bir kısmı hariç kimseye borcumuz yoktur. Ayrıca geçen seneden kalma, karşılığını yatırdığımız hacizlerin de tutarı 1 milyondan fazladır. Bu seneyle bir alakası yok geçen senin borcudur. Ben buraya gelmeden önce arkadaşlarımla toplantı yaptım. Ben taraftar grubu başkanlarımıza hasetten teşekkür ediyorum. Bütün kardeşlerimi kucaklıyorum. Vanlı büyüklerimin ellerinden öpüyorum. Çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Yaşıtlarımı kucaklıyorum. Ben her ne yaptıysam bu kulüp için hakkımı helal ediyorum ve tüm hemşehrilerimin de haklarını hela etmelerini istiyorum. As Başkan Mehmet Avcı ve diğer kardeşlerimiz kaldığı yerden devam edecekler. Ben bugün itibariyle kardeşlerimle hâlleşiyorum. Bugünden itibaren Vanspor Kulüp Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Mehmet beyle diğer arkadaşlarımız kaldıkları yerden devam edecekler. Bende bir kardeşleri olarak her zaman onların yanında yer almaya devam edeceğim. Maçlara da elimden geldiği kadar gelmeye çalışacağım” diyerek sözlerini tamamladı.

Van Bölge Gazetesi: Hacı Yılmaz

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER