Haccul Ekber

İki senelik hasretten sonra bu sene Allah'ın çağrısına "Lebeyke Allahume Lebeyk" buyur Allah'ım buyur diyerek bu çağrıya kulak veren milyonlarca Müslüman hac farizasını eda etmek üzere Mekke'ye gitti. Bu sene pandemiden dolayı hacı kontenjanı yarı yarıya azaltıldı. Türkiye'den de 37.770 kişi hacca gitti.

Arefe gününün cuma gününe denk gelmesi halinde ise o hac, haccul ekber yani büyük hac olur. Bu sene 8 Temmuz Cuma günü arefe gününe denk geldiği için yapılacak olan hac, haccul ekber "Büyük Hac" olur. Büyük haccın sevabı ise çok büyüktür.

Peki Hac nedir? Diye sorulsa acaba ne dememiz gerekir. Hac, aşktır şevktir. Hac heyecandır, harekettir. Hac, aşıkın maşukuna kavuşma arzusudur. Hac, Kâbe'ye ve Kâbe'nin sahibi Yüce Allah'a yolculuktur. Hac, İslam'ın doğup yayıldığı, Hz. Peygamber (sa)'in ayak izlerinin olduğu yerleri ziyaret etmek, o havayı yerinde teneffüs etmektir. Hac yeryüzündeki din kardeşleriyle bir araya gelerek yıllık kongre yapmaktır. Hac, dünyalık elbiselerini, nişanlarını, ünvanlarını bir kenara bırakarak yalın ayak, başı açık bir şekilde kefen misali ihram örtülerine bürünerek mahşerin provasını yapmaktır.

Hac, dinimizin beş temel esasından biridir. Gücü yetenlerin en az ömründe bir defa hac yapması Yüce Allah'ın kesin emridir. Haccın farziyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Dolayısıyla hac asla hafife alınmamalı, ihmal edilmemelidir. Yüce Allah Kur'an'ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: "...gücü yetenlerin haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır"(Ali İmran 3/97). Yine bir başka ayeti kerimede de Yüce Allah: "insanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler" (Hac 22/27)

Sevgili peygamberimiz (sav) de hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: "İslam beş temel üzerinde kurulmuştur. Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik ertmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, hac yapmak ve ramazan orucunu tutmaktır" (Buhari iman 1, 1.8) buyurmuştur. Bir başka hadiste de Sevgili Peygamberimiz: "Ey insanlar! Allah size haccı farz kılmıştır, haccediniz" (Semerkandi II,379) buyurmuştur. Zaten bütün islam alimleri de haccın farziyeti noktasında icma etmişlerdir.

Aslında hacdaki mekanlar birer semboldür. Atomdan galaksilere kadar her şey hareket halindedir. İşte Kâbe'nin etrafında Müslümanlar pervaneler gibi dönerken bu harekete ortak olup Allah'ın rızasına erişirler. Zira yüce Allah: "Ve Beyti Atiki (Kabe'yi) tavaf etsinler" (Hac22/29) buyurmaktadır. Beyti Atik eski ev demektir. Zaten Âdem (as) da yeryüzüne indikten sonra ilk iş olarak Allah'ın emriyle Kabe'yi inşa etmiştir.

Hacerül esvedi (siyah taşı) selamlamak veya öpmek, Hz. İbrahim (as)'in ayak izlerini taşıyan ve Makamı İbrahim denilen taş birer semboldür.  Yine Safa ile Merve arasında gidip gelirken Hacer annemizin çocuğu için çırpınışını, anne şefkat ve merhametini yaşamaya çalışmaktır.  Hacı, cemerat denilen şeytan taşlama yerlerine küçücük taşları atarken aslında içindeki nefsani ve şeytani her türlü kötü duyguları taşlamaktadır.

Kişi, helal mal ile usulüne uygun bir şekilde haccı mebrur yani kabul olunmuş bir hac yaparsa günahlarından arınmış olarak evine döner. Rabbim giden kardeşlerimize tekrarını, gitmeyenlere de en yakın zamanda helal mal ile hac ve umreler yapmayı nasip etsin.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Enver Sonduk
Enver Sonduk - 2 yıl Önce

Hocam yüreğinize sağlık, güzel bir yazı olmuş