Başkan Sayan: Teröre dur diyelim!

Van’da düzenlenen Kalkınmada Yerel Vizyon Bölgesel İstişare Toplantısı’nda konuşan Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Doğu Anadolu Bölgesi’nin ülkemizin en büyük bölgesi olduğunu söyleyerek, bu bölgenin gelişmesini istemeyen teröre karşı yek vücut olunmasını istedi. Başkan Sayan, “Askerden ve polisten önce harekete geçip, teröre ‘dur!’ dememiz gerekir” ifadelerini kullandı.

Başkan Sayan: Teröre dur diyelim!

   Van’da önceki gün düzenlenen Kalkınmada Yerel Vizyon Bölgesel İstişare Toplantısında Kent Ekonomisi ve Kent Yönetimi oturumunda açıklamalarda bulunan Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, tefecilik, terör, tarım hayvancılık, aile düzeni, turizm ve m gençliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

  Terör olaylarına değinen Başkan Sayan, son yıllarda Van’ın buna en büyük örneklerden biri olduğunu hem nüfus değişimi açısından, hem çarpık kentleşme açısından sebebine bakıldığında birinci sebebinin terör olduğunu söyledi.

  Yerel dinamikler olarak, aileler olarak, askerden ve polisten önce bizim harekete geçmemiz gerektiğini ve teröre dur dememiz gerektiğini söyleyen Başkan Sayan, şehirleşme anlamında önemli bilgiler verdi.

 

“BÖLGE GERÇEKTEN HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”

   Türkiye’nin bölgenin nimetlerinden faydalanamadığını belirten Sayan, “Biz Doğu Anadolu’da bulunan bir vilayetiz. Bugün Van 20 bin kilometrelik yüz ölçümü, Ağrı 11 kilometre yüz ölçümüne sahip. Doğu Anadolu Bölgesi’nin geneline baktığımızda 150 bir karelik yüz ölçümü ile Türkiye’nin ikinci büyük bölgesi. İç Anadolu Bölgesi’nden sonra Doğu Anadolu Bölgesi ülkemizin en büyük bölgesi. Dolayısıyla tarım arazilerine baktığımız ve meralarına, çayırlarına, coğrafik durumuna baktığımızda bugüne kadar ülke olarak hakkı ile bu bölgeden faydalanamamışız. Bölge gerçekten hak ettiği yerde değil. Ama Türkiye olarak bizde bölgenin nimetlerinden faydalanamamışız. Bir alinin içerisinde bile birlik beraberliği sağlayamazsanız o alinin ekonomik durumunu düzeltmek mümkün değil. Bölgenin ekonomisini düzeltmek, ülkenin ekonomisine katkı yapabilmek, ve bu ekonominin sayesinde şehirleri güzel hale getirebilmek için her şeyden önce huzurun, kardeşliğin olması, terörün olmaması lazım. Alt yapıdan önce, şehirlerin güzelleştirilmesinden önce, bütün her şeyi bir tarafa bırakarak önce terör belasından kurtulmamız lazım. Eğer biz terörü yok etmezsek, terör olaylarını yok etmezsek imar planı yapamayız” dedi.

 

“ÇARPIK KENTLEŞMENİN BİRİNCİ SEBEBİ TERÖRDÜR”

   Çarpık kentleşmeye değinin Başkan Sayan, “Hangi köyde, hangi olay çıkacak, terörden dolayı kaç kişi kendi köyünü, kentini bırakıp bölgeye kaçacak, nerede bir planlamama yapabiliriz elimizde bununla ilgili net veriler yok. Büyük bir bela ile karşı karşıyayız. Bu belanın köklerinin dışarıda olduğunu hesaplarsak, Türkiye’yi yok etmek isteyen güçlerin bir planının parçası olarak hesaplarsak, bizim bölgedeki belediyeler ve valilerin başında nasıl büyük bir bela olduğunu hepimiz açık bir şekilde görüyoruz. Bizim şehirlerimiz son yıllarda Van buna en büyük örneklerden birisidir; hem nüfus değişimi açısından, hem çarpık kentleşme açısından sebebine baktığımızda birinci sebebi terördür” diye konuştu.

 

“TERÖRE DUR DEMEMİZ LAZIM”

   Askerden ve polisten önce harekete geçmemiz gerektiğini ve teröre dur dememiz gerektiğini vurgulayan Başkan Sayan, “Birden bire Hakkâri’den ve diğer illerden binlerce aile Van'a gelmişse, birden bire diğer illerden birçok aile Van’a göç etmişse Van Büyükşehir Belediyesi de, Van Valiliği de nasıl ki bir göç dalgası ile bir ülke karşı karşıya kalınca kentin planlamasını yapmak zor oluyor. Bunu çözmemiz lazım. Yerel dinamikler olarak, aileler olarak, askerden ve polisten önce bizim harekete geçmemiz lazım ve teröre dur dememiz lazım. Binlerce asker getirirsiniz bölgeye, askerler terörü bir noktaya getirir, bitirir ama giderler, bir daha dolar orası. Eğer siz kökten bir çözüm bulamazsanız, bununla ilgili her aileden ses yükselmezse, Diyarbakır anneleri gibi her evin annesi kendi çocuğuna sahip çıkmak için harekete geçmezsek biz dünyanın en güzel planlarını da uygulasak, bu planlar bir gecede bozulabileceğine şahit olacağız. Ben kendi ilimde de bunu görebiliyorum” ifadelerini kullandı.

 

“NE KÖY KALABİLMİŞİZ, NE ŞEHİR OLABİLMİŞİZ”

   Ağrı hakkında bilgi veren Sayan, “Ağrı daha önceki olaylardan dolayı sonradan kurulan bir şehir. Yani tarihi bir eser bulamazsanız. Çünkü sonradan kurulan bir şehir. Diğer ilçelere baktığımızda bunu görebiliyoruz. 1980’den sonra şehir biraz şehir haline gelmiş, fakat 1980’deki terör olaylarından sonra köyünü, bağını, bahçesini bırakan herkes şehir merkezine göç etmiş. Şehir merkezine göç ederken yanında kazını, tavuğunu, ineğini, danasını, keçisini, koyununu da getirmiş. Bunu şehrin orta mahallesine yerleştirmiş. Şimdi köy müdür, şehir midir? Ne köy kalabilmişiz, ne şehir olabilmişiz. Bu ikisinin arasında yaşamak hem idareciyi yoruyor, hem ekonomiyi yoruyor, hem planlamayı yapamıyorsunuz. Bizin önce buna bir çözüm getirmemiz lazım. Gaziantep’in bir zamanlar besiciler mahallesi vardı. Bütün bu bölgenin insanları koyunlarını, kuzularını oralarda beslerlerdi. Şimdi Gaziantep’te o yok. Fatma Şahin Başkanımız önemli işlere imza attı. Kendisini örnek alıyoruz” dedi.

 

“TERÖR HER ŞEYİN BAŞI”

   Bölgenin yerel dinamikleri bir şeyler yapmak istediği zaman önlerinde büyük bir engel olduğunu ve bu engelin terör olduğunu söyleyen Sayan, “Terör her şeyin başı. Van’ı ve bölgedeki illerin coğrafik yapılarını az çok bilen bir kardeşinizim. Dolayısıyla biz bölgeyi ele aldığımızda, ilimizi ele aldığımızda bir plan yaptığımızda birinci planımız biz terörü nasıl yenebiliriz. Terörü nasıl yok edebiliriz. Terörden perişan olup köyden kente göçü nasıl engelleyebiliriz. Engelleyemiyorsak şehirde nasıl yerleştirebiliriz, akıllı şehirlerde bunların yeri neresidir. Bunları ele almalıyız. Bunlar şehrin bütün önemli sorunlarını oluşturan önemli sebeplerdir. Biz şehirleştirme yaparken insanların yaşam tarzlarını göz önünde bulundurmamız lazım” diye konuştu. 

 

“M GENÇLİĞİNİ ÖNERİYORUM”

   Yeni gençlik kuşaklarına değinen Başkan Sayan, “Bugün dikkat ederseniz, Z kuşağı diye bir gençlik ortaya çıktı. Ben buna karşı M gençliğini öneriyorum. Ülke milliyetçisi, muhafazakâr ve Müslüman bir gençlik öneriyorum. Uyuşturucu ve terörün kol gezdiği bölgelerde en büyük kaynak geleneğinde, inancında, aile mevsufundan uzak olan gençler onlar için bulunmaz bir nimettir. Dolayısıyla biz bir şehir planlaması yaparken gençlerin bu durumunu gözden kaçırmamamız lazım. Bugün ne yazık ki Ağrı’da uyuşturucu 11 yaşına kadar inmiş. Nüfusumuz uyuşturucu bataklığında. Uyuşturucu bataklığında olan gençlerin yoğun olduğu bir yerde terör örgütleri çok hızlı bir şekilde nemalanır. Uyuşturucu tacirleri nemalanır. Eğer biz onları milliyetçi, muhafazakâr ve Müslüman bir gençlik çatısı altında yetiştirmiş olursak sadece batıya özenerek çağdaşlık deyip gençlerimizin annelerinden koparılışına seyirci kalmazsak bence bölgeyi biz asıl o zaman inşa etmiş oluruz. Bölgeyi inşa etmek sadece kanalizasyon değildir. Akıllı apartmanlar, yollar, kavşaklar yaparsınız ama uyuşturucudan dolayı yetişmiş gençleri akıllı yapmadıktan sonra o akıllı kavşakların hiçbir önemi kalmaz. Akıllı kentlerden önce uyuşturucu tacirlerini ve terörü bertaraf etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

 

“SON YILLARIN BELALARINDAN BİR TANESİ DE TEFECİLİK”

  Tefeciliğin son yıllarda büyük bir bela haline geldiğini söyleyen Başkan Sayan, “Son yılların belalarından bir tanesi de tefecilik. Belki Van’da da çok vardır bilmiyorum ama kendi ilimden örnekler verecek olursam çok örnekler verebilirim. Tefeciliğin en büyük zararı aileleri dağıtıyor, şehri dağıtıyor, düzeni, ekonomiyi bozuyor. Ama üretimden uzaklaştırıyor. Daha önceleri köyde, kentte buğday eken, arpa, nohut eken aileler ektikleri bağdan, bahçeden kendi sermayelerinin üstüne %20-30 bir kar etkiliyorlardı. Ama aynı zamanda bir üretim mekanizması vardı. Şehre domates, nohut, bal, yağ, arpa, buğday geliyordu ve dolayısıyla ülkenin geneline yayılıyordu. Fakat şimdi üretilmiyor. Peki neden üretilmiyor? İki şeyden dolayı üretilmiyor; Birincisi tefeciler bu insanları yordular, tefecilerden %100 faizle aldıkları paralarla ektikleri ürünlerin karını karşılaştırdıklarında zarar ediyorlar, 100 liralık ürüne, 100 liralık tefeci borcu ile karşı karşıya kalıyorlar. Dolayısıyla ekmekten vazgeçiyorlar. İkinci sebebi ise Daha ekip %30-40 kazanan insanlar şimdi seyyar pos makineleri ceplerine koyarak oturuyorlar ve yanı başındaki memurun kredi kartını alıyor, 3 bin liralık kartı hemen orada çekiyor ve 2 bin 300 lira veriyor, 700 lira anında kazanıyor. Kahvede oturarak günde 100 bin lira kazanan insanlar var. Kahvede oturarak günde 100 bin lira kazanan insanlar köye gidip tarla eker mi? Bağ, bahçe ile uğraşır mı? Bütün bunlar şehrimizin yapısını bozan, aile düzenimizi bozan şeylerdir. Zaten bir memleketin aile düzeni bozulursa o memlekette bozulmuş bir kenttir. Eğer siz gencinizi, kızınızı ikna edemiyorsanız, sadece sosyal medya ile evlilikler yapılıyorsa, aileler dikkatte alınmıyorsa, aile bağları koparılmış ise herkes kendi bilgisayarının içine gömülmüşse, telefonunun içine gömülmüşse, geleneğinden, göreneğinden bir şey almıyorsa, aile büyüklerinden bir ders almıyorsa o gençliğe siz akıllı şehirler değil, siz uzaya da götürseniz neticede bir aile düzeni oluşmayacaktır. Aile düzeni oluşmamışsa, birlik beraberlik yoksa, sapkınlık, tefecilik baş göstermişse, uyuşturucu, terör baş göstermişse siz 5 yıldızlı otelde değil, 115 yıldızlı otelde yatsanız dahi kalbinizde bir huzur olmayacak. Vicdanınız rahat etmeyecek” dedi.

 

“BİZİM VİCDANIMIZ RAHAT DEĞİL”

   Belediye başkanları olarak bir sorumluluk üstlendiklerini belirten Başkan Sayan, “Eğer vicdanınız rahatsa köprünün üzerindeki taşın üzerinde bile yatarsınız. Ama vicdanınız rahat değilse, onunla boğuşuyorsanız sizi 7 yıldızlı otelde yatırsalar dahi sabaha kadar bir sağ, bir sola dönersiniz ve yatamazsınız. Bizde şimdi şehirlerimizde sabaha kadar sağa sola dönüyoruz. Çünkü bizim vicdanımız rahat değil. Çünkü biz sorumluluk üstlenen Allah’tan korkan insanlarız. Bugün varız, yarın yokuz. Bize bir görev yüklenmiş ve biz o sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Üzerimizde sorumluluk hisseden insanlar olarak bu şehirde sabaha kadar niye yatamıyoruz? Acaba biz gençlere ne katabiliyoruz. Sürekli terör olayları, sürekli acılı aileler, insanların birbirleriyle kavgaları, köydeki kan davaları, yani tüm bunların içerisinde kalkıp akıllı bir şehir oluşturmak, akıllı bir ekonomiyle hareket edip şehri zenginleştirmek her baba yiğidin harcı değil. Biz bölgedeki sadece belediye başkanları değil, bütün idareciler bu sıkıntıyı çekiyoruz” diye konuştu.

 

“AĞRI DAĞI'NI AZERBAYCAN VE TÜRK BAYRAĞIYLA IŞIKLANDIRIYORUZ”

   Bölgenin sorunlarının çok olduğunu belirten Başkan Sayan, “Biz bölgeyi kalkındırmak adına tekstile çok yönlendik. Ama tekstil geçici. Firma sahipleri başka illerde daha ucuz bir iş buldukları zaman kimsenin gözünün yaşına bakmadan hemen çekip gidebiliyor. Bizim asıl uğraş alanımız tarım ve hayvancılık olmalı. Biz bu bölgeyi nasıl ki Mersin’den, Adana’dan her gün 30, 40 tır sebze, meyve Türkiye’nin belli başlı noktalarına dağılıyorsa Van’dan, Ağrı’dan her gün 100 tır et Türkiye’nin bütün alanlarına yaymalıyız. Kesinlikle buna yoğunlaşmalıyız. Çünkü tarımı alıp görecek halleri yoktur. İkinci bir şey turizm. Ağrı Dağı gibi bir efsane var elimizde. Biz Ağrı Dağı’nı canlandırıp dünya turizmine kazandırabiliriz. Ağrı Dağı projemiz gerçekleşirse ülke ekonomisine 200 milyar dolar katkı sağlayacak. Yeter ki biz o dağa sahip çıkalım. Yeter ki Ermenistan’ın parasında olan o dağı kendi milli dağımız olarak değerlendirelim. Ermenistan’ın bayrağında olan o dağı kendi milli dağımız olarak değerlendirelim. Bu arada bir hafta içinde büyük ışıklarla bütün ağrı Ağrı Dağı'nı Azerbaycan ve Türk bayrağıyla ışıklandırıyoruz. Tam da Ermenistan'ın göreceği alandan veriyoruz. Ermeniler o dağa bakarak daha çok çatlarlar diye böyle bir girişimde bulunacağız. Dolasıyla sorunlarımız büyük, hedeflerimiz büyük. Bizde inşallah bu bilgiler ışığında toplumumuzla birlikte, birlik ve beraberlik içerisinde 7 güzel kız kardeş, 7 güzel bölge el ele vereceğiz, Ankara’da bütün bölgelerin, kardeşliğin türkülerini birlikte söyleyeceğiz ve ülkemizi terörden temizleyeceğiz. Terörden sonra her şeyin düzeleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

 

“ARTIK CENAZELERİMİZİ KALDIRAMAYACAK DURUMDAYIZ”

   Belediyelerin içerisinde bulunduğu sıkıntılardan da söz eden Başkan Sayan, “Özel İdarenin maaşını devlet ödüyor. Niye belediye başkanlarını ödemiyor bize yüklüyor. Belediye başkanları her ay bir park daha yapayım derken, personel maaşlarıyla uğraşıyor. Devlet maaşlarını devlet kendisi üstlense, elemanda aldırmayın bize. Elemanı da devlet merkezi sistemle alsın. Devlet bütün personeli kendisi alsın. Biz ay sonu acaba personelin maaşını ödeyebilecek miyiz diye düşünüyoruz. Vali Bey ödemezse kimse bir şey diyemez. Ama biz ödemediğimiz zaman sabah kahvelerde belediye başkanı gelen bütün parayı çaldı diye dedikodu yapılır. Bizi gelirlerimiz maaşlara yetmiyor. Artık cenazelerimizi kaldıramayacak durumdayız. Bizim buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Vali Bey benden önce başkan vekiliydi. Benden önce 1,5 milyon su parası topluyordu. Ben 100 bin lira toplayamıyorum. Devlet buna el atsın. Bizim gelirlerimizi arttırsın bizde yeşil alan yapalım, park, cadde yapalım. Ama siz bir şey vermeden her şeyi yapın diyorsunuz. Tabi pandemi dönemi de bizi çok etkiledi. Ama bundan şundan yanayım. Bölgeye göre yönetim anlayışı gelmeli. Eğer belediyeleri çalıştırmak istiyorsanız belediyelerin imkanlarını arttırmalısınız. Siz bir siyasi iradeyseniz, bende o siyasi idarenin belediye başkanı isem benim rahatlatmanız lazım. Sahada ben sizin puanınızı yükseltemem. Çünkü vatandaş hizmet bekliyor” diye konuştu.

Başkan Sayan, toplantıda zaman zaman yaptığı esprili konuşmalarla toplantıya renk kattı.

VAN BÖLGE GAZETESİ

Güncelleme Tarihi: 07 Kasım 2020, 12:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner29