AH BU VANLILAR AH!... DİNLEMEYENİN SONU HEP VAH… VAH….

 

    Genelde ülkemizin, özelde ilimizin en önemli sorunlarından biri de muhalefet. Özünde yapıcı bir anlam ve hedef barındıran bu kavram, bizde tahrip etmek, yıpratmak, harcamak ve yok etmek anlamıyla kullanılıyor. Yani temel sorunlarımızdan biri olan muhalefet, neye nasıl muhalefet yapmak ve neyi nasıl yazmak, konuşmak ve eleştirmek konusunda gerçekten can sıkıcı bir problem. Haliyle bu durum birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Hiçbir parti diğerinin yaptığını doğru bulmuyor. Ne yaparsa yapsın, yapılan ve konuşulan her şey bir diğeri için yanlış ve anlamsız kalıyor.

    İktidar her yaptığını doğru buluyor. Kendisini sorgulamıyor. Yaptıklarını ‘en doğrusu budur’ hatta neredeyse ‘mutlak doğru ’dur durumuna getiriyor. Eleştirildiğinde ‘evet haklısınız, bu yapılanların içinde yanlışlar şunlardır, hata yapılmış, doğrular da şunlardır’ demeyi bir kayıp ve ayıp olarak değerlendiriyor kendince. Muhalefetse iktidarın her yaptığını yanlış ve yalan olarak niteliyor. Durum böyle olunca çatışma, zıtlaşma, kutuplaşma meydana geliyor.

    Yerelde iki partiye mahkûm kalan ilimiz de bu yüzden birçok sorundan kurtulamıyor. Diğer partiler de parti olmanın gereğini yerine getirmekte güçlük çekiyor. Halkın sorunlarını gidip yerinde dinlemek, dile getirmekte çok yetersiz kalıyorlar. Her şeye muhalefet etmenin bir sanat ve siyaset olduğuna kendilerini tam inandırmış durumdalar.

    İktidar partisinin yaptığı yanlışları hep eleştirmenin kendilerince siyaset olduğunu sanıyorlar. Genel merkezden yani ‘abi’lerinden, büyüklerinden öğrendiklerini yerelde yansıtmaya çalışıyorlar. Malumunuz bütün partilerin Van’daki temsilcileri, maalesef akıllarını kiraya vererek kendi iradelerini kullanmadan, uzaktan kumandayla çalışıyorlar. Yaşadıkları ilin sorunlarını genel merkezleri onlara hatırlatıyor, yaptıkları açıklamalar genel merkez güdümlü olunca, siyasilerden kaynaklanan sorunlar da unutuluyor. Kendi yaşadığı ilin koşullarına göre siyaset üretemeyen bazı siyasetçiler de maalesef hiç öz eleştiri yapmaz, konuşurken de mangalda kül bırakmazlar. Her şeyi bilen, her şeyi yapan insanlar kompleksine girerler.

   Bölgede oy oranı olarak etkili olmayan partilerin çivi gibi yerlerinde çakılı kaldığını görüyoruz.

  Bölgede aldıkları oy oranlarını iyi düşünerek, özellikle bölgeye ve özelde ilimiz Van’a hep sırtını dönen muhalefet partilerinin genel merkezlerinin, Van üzerinde önemli bir çalışma yürütmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

    Van’ın önemini bilmeyenler, anlamayanlar bölgeyi hep kaybetmiştir şekilde görüldüğü gibi…!

    Eğer siyasi partiler genelde ve yerelde Van’da doğruya doğru yanlışa yanlış demeyi bir insan ahlakı olarak görmezler ve bunu da böyle uygulamazlarsa, bırakın kendi ayaklarını, kafalarına sıktıklarını unutmasınlar. Çünkü halk yapılanı da yapılmayanı da iyi biliyor. İnsan, bazen bu halk neden her şeye, haksızlığa, zulme, bu kadar seyirci kalıyor diye düşünüyor, ancak yeri gelince tepkisini de koyduğunu görünce her şeyin bir zamanı olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

    Allah aşkına gördünüz mü bugüne kadar herhangi bir partinin Van’da bir diğer partinin ‘bu yaptıkları çok güzel, takdir ediyoruz’ dediğini? Yani bu partilerin muhalefet anlayışından şunu anlıyoruz: Bütün partilerin yaptığı bütün hizmetler, yaptığı bütün konuşmalar, getirdiği önerilerin hepsi yanlış.

   Her parti kendi yaptığı ve kendi dediğinin doğru olduğunu savunuyor. Bence hem insan olmanın hem de siyasetçi olmanın gereği önce doğruluktan geçer. İdeolojik saplantılarından kurtulmayanlar doğruları görmekte sıkıntı yaşarlar. İlimiz Van şu an tam bunu yaşıyor. Eğer doğru, yerinde ve ahlaklı siyaset yapılmazsa, gerçekten Van’a çok zarar verecek.

   Halk, kendisine sahip çıkacak, aldatmayacak, sorunlarını geçiştirmeyecek siyasiler ve yöneticiler istiyor.

   İşte değerli siyasiler, gelin vicdanınıza kulak verin. Van ve sorunları hepinizin ve hepimizin ortak hedefi olsun. Partizancılık oynamayın. Bu ilin ‘yıllardır çözülemeyen sorunlarını ki daha önceleri defalarca yazdık, nasıl çözebiliriz hesabını birlikte yapın.

 Eleştirilerinizde seviyeyi koruyun. Kimse bir başkasının değerine hakaret etmesin.

  Bizler iyi niyetle iyi insan olmakla liyakati karıştırır hale geldik…

   Doğrusu siyasi partilerin Van il başkanlarını  iyi niyetli olduğunu düşünüyorum..

  İyi niyetli Van için endişe taşıyan sayın başkanların ortak noktada buluşmasını, siyasi görüşleri ne olursa olsun Van’ın kalkınması için, doğru bir siyaset ve muhalefet yapmalarını bekliyorum. İlin genel sorunlarının çözümü konusunda doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilecek bir siyasi kimlik ortaya koyacaklarını umuyorum…

   Van’ın siyasileri Van’ın sorunlarını dışarıdaki siyasilerden daha iyi biliyorlar.

  Yeter ki Van’ın ve Vanlının derdiyle samimice dertlenelim…!

  Demem odur ki Van’ın sorunları Van’da çözülmelidir..

   Bunun için kibirden, önyargılardan arınmak lazım…

Gazetecilerin de sürece ortak olması için elini taşın altına koyması lazım.

   Herkesin farklı düşüncesi, dünya görüşü olabilir. Ancak kendi düşüncesindeki insanın yanlışlarını görmezden gelmek, gazetecilik olmasa gerek. Van’da gazetecilerin üzerine sanki ölü toprağı serpilmiş. Sanki Van’ın bütün sorunları çözülmüş, sorun yokmuş, siyasiler tam takır çalışıyor, kurumlarda her şey güzel, idareciler dört dörtlük, yani her şey bu kentte mükemmel gidiyor ve hiçbir sorunu yokmuş gibi müsterih hava hâkim.

   Biraz Allah’tan korkmak, vicdan sahibi olmak lazım. Yapmadığınız her haberin, yazmadığınız her sorunun, her hakkı yenmiş insanın, ezilmiş halkın hesabını da bir gün Allah soracak bizlere. Sorunları sümen altı etmeyin, ertelemeyin. Unutmayın bir gün sizin sorunlarınız da sümen altı olur, görmezden gelinir. AK Parti’yi yerden yere vuranlar CHP’ye sessiz kalırsa, HDP’yi yerden yere vuranlar AK Parti’ye sessiz kalır, ideolojik bağnazlıklarını ya da saplantılarını doğruların önüne çıkarırsa bu halka zulüm olur. Bu durumda bu halka zulmettiğinizi unutmayın.

   Bu il bu tür gazetecilerle de gelişmiyor. Başkasını eleştirip akıl verenler, önce kendileri düzelmesi gerek. Haberi yaparken, kimin değirmenine su taşıyorum diye düşünmek durumunda. Vicdan sahibi olmak lazım. Birilerine maşa olmamak lazım.

Bir gazeteci, ideolojisine ve güçlüye taşeronluk yapmaması lazım. Her insanın hata yaptığı, yanlışa düştüğü ya da iyi niyeti ile oyuna geldiği zamanlar olur. Ancak duygusal hatta kasıtlı haber yapmak aklı başında bir gazetecinin işi olmamalıdır.

   Ne diyelim düşüncede birleşmesek de Van’ın kalkınmasında bir oluruz belki…!

Bence Van’ı ve Vanlıları artık dinleyin. Yoksa onlar size bir muhalif olurlar ki, ahınız da kalmaz vahınız da!...

    Benden söylemesi…!

YORUM EKLE

banner29