4857 Sayılı İş Kanununun 32. Maddesi

4857 Sayılı Kanun Kapsamında İşçinin İşe Devam Ederken Sahip Olduğu Haklardan bir kaçı:

Kanun kapsamında Aşağıda belirteceğimiz işçi hakları işçinin sahip olduğu mutlak haklardır İşçi hakları işe devam ederken ve işçi işten ayrıldığı zaman doğmaktadır Her iki durumda da işçinin sahip olduğu ortak haklar bulunmaktadır  başlığımız altında işçinin işe devam ederken sahip olduğu işçi hakları nelerdir suallerde cevaben:

1) ÜCRET HAKKI:

İşçi hakları kavramının en başında gelen hak; işçinin yapmış olduğu iş karşılığı aldığı para, yani ücret bir diğer ifadeyle maaş alma hakkıdır. İşçi işe başlamadan önce işverenle yapmış olduğu görüşmeler sonucu mutabık kalınan ücreti işyerinde çalışması karşılığında alır. İşçiye maaşı mutlak surette tam olarak ödenmesi gerekmektedir.

Yine işçinin ücreti süresinde ödenmeli, herhangi bir gecikme yaşanmamalıdır. İşçinin ücretini tam veya zamanında ödememesi halinde işveren bunun hukuki sonuçlarına katlanmalıdır. İşçinin maaşını tam ve zamanında alamaması halinde kullanabileceği bir takım işçi hakları doğmaktadır. Taşeron işçi hakları da aynı kapsamdadır. Sendikalı işçi hakları da bu kapsamda sayılmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanununun 32. maddesinde ücretin tanımı yapılmıştır. Bu maddeye göre ücret; işçiye yapmış olduğu iş karşılığı iş veren veya bir üçüncü kişi tarafından verilen paradır. Yine bu maddenin ikinci fıkrasında; ücret, ikramiye, prim ve bu doğrultuda yapılan ödemelerin işçiye ait olan bir banka hesabına yatırılması gerektiği belirtilmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise ücretin senet veya bono ile ödenmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

İşçiye ücreti en geç ayda bir ödenmelidir. İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmeleri neticesinde bu süre daha erkene çekilebilir. Çekilebilecek en kısa süre ise bir haftadır. Ücret alma hakkı işçilik haklarının en temelini oluşturur. Dolayısıyla ücret işçilik haklarının başında gelen haktır.

Peki işçinin ücreti zamanında veya tam olarak yatmaz ise işçi ne gibi haklara sahip olur.

4857 Sayılı İş Kanununun "ücretin gününde ödenmemesi" başlıklı 34. maddesine göre, işçinin ücretinin kararlaştırılan günün üzerinden mücbir sebep olmaksızın yirmi gün geçmiş olmasına rağmen ödenmemesi halinde işçi iş görme borcunu yerine getirmeyebilir. İşçinin maaşını süresinde alamadığı için yapmamış olduğu çalışmalardan dolayı sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeple fesih edilmesi mümkün değildir.

2) SOSYAL GÜVENLİĞİN YAPILMASI VE PRİMLERİN YATIRILMASI HAKKI:

İşçi hakları başında gelen diğer bir hak ise işçinin sosyal güvenliğinin sağlanması, sigortasının yapılmasıdır. Kural olarak işçinin sigortası işe başladığı günden itibaren yapılmalı ve primleri eksiksiz bir şekilde ödenmelidir.

Bu husus 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Sigortalılığın Başlangıcı" başlıklı 7. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

Sosyal güvenlik hakkı işçi hakları arasında vazgeçilmez bir unsurdur. Tüm sağlık hizmetleri sosyal güvenlik prim ödemeleri altında verilmektedir. Deneme süresi içerisinde işçiyi tazminatsız çıkarabilmesi ne rağmen işveren, bu süre içerisinde işçiye ücretini tam olarak vermeli, sigorta primlerini ise eksiksiz bir şekilde yatırılmalıdır. İşveren, işçinin sigorta primlerini SGK ya eksik bildirmesi halinde İdari para cezası  ile karşı karşıya kalacaktır. Bu para cezası brüt asgari ücretin iki katıdır.

3) GENEL TATİLLERDE ÇALIŞMAMA HAKKI:

Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmamak da işçi hakları arasında sayılmaktadır. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştırılan işçinin sahip olacağı bir takım haklar doğacaktır. İşçi kural olarak ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapmamasına rağmen bu ücreti işveren tarafından ödenmektedir. Eğer ulusal bayram ve genel tatillerde işçi çalışma yapar ise ekstradan bir günlük ücrete daha hak kazanır. İşçi hakları içinde başında gelen bu hakkın işçiye kullandırılmaması halinde işçi tarafından iş mahkemesine başvurularak bu durum dava konusu yapılabilir. Bu maddeye göre:  Bir günde dört saat veya daha az süre ile çalışıyor ise bir işçi, en az on beş dakikalık ara dinlenmesi yapmalıdır.

İşçi dört saatten fazla yedi buçuk saat dahil olmak üzere yedi buçuk saate kadar çalışıyor ise yarım saat ara dinlenmesi yapmalıdır.

Yedi buçuk saatten fazla çalışma yapılıyor ise en az bir saat ara dinlenme hakkı işçiye verilmelidir.

İşçi hakları içinde yer alan ara dinlenme yapma hakkı, aralıksız kullandırılmalı, bölünmemelidir. Ara dinlenmeleri işçilere aynı saatte yaptırılabileceği gibi farklı saatlerde de yaptırılabilir. Lakin ara dinlenmeleri çalışmadan sayılmayacaktır.

4) HAFTA TATİLİ HAKKI:

Hafta tatilini işçi hakları konusunda işçinin dinlenme hakkının içerisine koymak doğru olacaktır. İşçi hakları kanunlarla çizilmiş, işçiyi işverene karşı koruma görevi icra etmektedir. İşçi hakları ulusal ve evrensel özellikler de gösterebilmektedir Hafta tatili bir hafta yani yedi gün içerisinde altı gün çalışmış olan işçinin kesintisiz yirmi dört saat dinlenmesini ifade eder. Yine işçi hakları kapsamında olan hafta tatili 4857 Sayılı İş Kanununun 46. maddesinde düzenlenmiştir. İşçi hafta tatilinde de çalışması halinde günlük ücretinin iki buçuk katını almaya hak kazanacaktır. İşveren bu miktarı işçiye ödemelidir. Hafta tatili işçinin daha verimli çalışmasını, dinlenmesini sağlayan işçi hakları arasında başı çekmektedir.

5) ARA DİNLENME HAKKI:

İşçi hakları içinde yer alan diğer bir hak ise ara dinlenme yapma hakkıdır. İşçi çalıştığı süreler içerisinde aralıksız çalışmamalı, işçiye dinlenebilmesi için belirli süreler verilmelidir. Ara dinlenme süreleri 4857 Sayılı İş Kanununun 68. maddesinde düzenlenmiştir.

6) YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKI:

Yıllık ücretli izin hakkı aynı işyerinde en az bir yıl çalışmış olan işçiye tanınan işçi hakları arasında sayılmaktadır. İşçi hakları içinde olan yıllık ücretli izin hakkı, 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre işçi izin hakları arasında sayılan yıllık izin süreleri şu şekilde sıralanabilir.

Aynı işyerinde bir yıldan fazla beş yıla kadar çalışan buna beş yıl da dahildir işçiye en az on dört gün yıllık izin verilmelidir.

Beş yıldan fazla fakat on beş yıldan az kıdemi olan işçilere ise en az yirmi gün izin verilmelidir.

On beş yıl ve üzeri çalışması bulunanlara ise yirmi altı günden aşağı izin verilemez.

Yıllık izin hakkı işçinin vazgeçemeyeceği işçi hakları arasında yer almaktadır. İşçiye yıllık ücretli izin kullandırılmaması halinde, işçi bu hususu dava konusu yaparak yıllık ücretli iznine denk gelen miktar kadar ücreti işverenden talep edebilir der ilgili kanun sağlıkla kalın...

YORUM EKLE