Van'da Halkın İradesini Örgüt Konseyine Devredenler Uzaklaştırılıyor

           Van Büyükşehir Belediye Başkanı HDP’li Bedia Özgökçe Ertan 19 Ağustos 2019 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırıldı ve yerine Belediye Başkan Vekili olarak Van Valisi Mehmet Emin Bilmez atandı.
Yakın zamanda 4'ü Edremit Belediyesi'nden, 5'i Çaldıran Belediyesi'nden ve 1'i de Tuşba Belediyesi'nden olmak üzere 10 tane de HDP'li Belediye Meclis Üyesi aynı gerekçeler ile görevlerinden uzaklaştırılmıştı.

 


         Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, seçim ve demokrasi çok önemli. Seçileni seçildiği yerden seçenler göndermeli.
Ancak seçilen de seçildiği yere Türkiye Cumhuriyeti kanunları ve hukuk sistemi ile geliyor. Seçildiği yere gelirken tanıdığı ve gereklerini yerine getirdiği kanunları ve hukuk sistemini, seçildiği yerde de tanıyıp gereklerini yerine getirmeli. Seçenlerin iradesini, terör örgütlerine teslim etmemeli.

 


         “Hukuku ve kanunları seçilinceye kadar tanır ve gereklerini yerine getiririm, seçildikten sonra tanımam” diyenlere, devlet “dur bakalım, senin sınırların buraya kadar, kuralsızlık ve hukuksuzluk yapamazsın, senin buna hakkın ve yetkin yok” der ve seçildiği yerden uzaklaştırır.

 


         Bir başka ifade ile Türkiye Cumhuriyeti Demokratik Hukuk Devletidir. Yani hukuki kuralları belirlenmiş ve bu çerçevede demokrasi ile yönetilen bir devlet. Seçilmiş olmak hiç kimseye hukuk tanımazlık hakkını vermez.
Dünyada hiçbir devlet, kendi koyduğu kurallar ile seçilip gelmiş birisine, kendisini yok etme hakkını vermez. Bunu da herkes silinmeyecek şekilde aklına kazısın.

 


          Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan başta olmak üzere Mardin ve Diyarbakır belediye başkanlarının görevlerinden uzaklaştırılmasının ana nedeni HALKIN İRADESİNİN KİRLETİLMESİNE engel olmaktır.  
Devlet, “Halkın hukuki kurallar içerisinde belediyeyi yönetip kente ve insanımıza hizmet etsin” diye irade kullanarak verdiği yetkiyi, PKK/KCK terör örgütünün iradesi ve istekleri doğrultusunda kullanarak, halkın iradesini kirletme girişimlerine “DUR” dedi.

 


          Devlet, “Halkımın anasının ak sütü gibi temiz iradesini sen terör örgütünün iradesi ile değiştiremez ve halka hizmet için aldığın yetkileri örgüt amaçlarına hizmet ettirmek için kullanamazsın” dedi.
Van Büyükşehir Belediyesi’nden terör örgütü PKK/KCK irtibat ve iltisakları olduğu gerekçesiyle KHK ile ihraç edilmiş kişilerden 5 asil 5 yedek olmak üzere 10 kişilik konsey oluşturulmuştu.

 


            Oluşturulan ve yasal hiçbir yetkisi olmayan, ancak PKK terör örgütünün amaçlarına hizmet eden bu konsey, aynı zamanda bölgedeki diğer HDP’li belediyeler için de bölge koordinatörlüğü yapıyordu.
Söz konusu KHK’lılar konseyi belediyedeki iş ve işlemleri düzenleyince, sürgün ve atamaları dizayn edince, baskı ile çalışanlara sendika değiştirtince, yetkisiz sendikaya yasa dışı sözleşme imzalatınca, ihaleler şekillendirilince, devlet bunların devam etmesine neden göz yumsun?

 


           Herkes şunu iyice bilsin ki, artık Türkiye eski Türkiye değil. Millet de vatanına, devletine, bayrağına sahip çıkıyor. Ülkemizde yaşayan herkes, daha güçlü bir Türkiye’de yaşamak için, ayağımıza çelme takmaya çalışanları çok iyi tanıyor ve fırsat vermiyor.

 


            Gezide, 6-7-8 Ekim olaylarında, 17-25 Aralık yargı darbesinde, 15 Temmuz kalkışmasında ve son olarak da Kaz Dağları entrikasında maskeler düştü, gerçek yüzler ve işbirlikçileri ortada kaldı.
Güvenlik güçlerimiz, ülkemizin her yerinde ve sınırlarımızın dışında yuvalanan teröri

 


         Artık hiç kimse devletin kurumlarını, imkân ve kaynaklarını terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ettiremeyecek.
Artık hiç kimse döneme göre kostüm giyerek bize oyun kuramayacak..
Vatanını, etnik kimlik ayırmadan halkını, bayrağını ve devletini seven bir gazeteci olarak, siyasette, bürokraside, sivil toplum kuruluşlarında, iş dünyasında veya medyada maskeleri indirerek, her gittiği yerde oradan görünen ruhsuz ve duruşsuzları açıklayarak, toplumu gerçekler ile buluşturmaya devam edeceğim.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiç bir tehdit ve baskıya boyun eğmeden, son nefesime kadar hakikatleri yazmak imani, insani, vicdani ve vatani görevimdir..
Yeni dönem ülkemizin ve bölgemizin huzur ve refah içinde aydınlık yarınlara ulaşmasına vesile olsun..

YORUM EKLE

banner29