Mücbir sebeple ertelenmiş vergi borçları ne olacak?

      Van Ekonomi Konseyi, Van Ticaret ve Sanayi Odası Tuşba Toplantı Salonu’nda 10.01.2017 Salı günü saat 14.00’de esnaf, tüccar ve sanayicinin vergi sorunlarını çözüme kavuşturmak amacıyla, bir yol haritası belirlemek üzere geniş katılımlı çalıştay düzenledi.Çalıştay Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva’nın açış konuşması ile başladı. Çalıştayda Van Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı İbrahim Şahin de bir sunum yaptı. Ardından söz almak isteyenler söz alarak görüş ve önerilerini dile getirdiler.
Böyle bir giriş bilgisi ile yazmaya başlamak istedim. Şimdi gelelim çalıştayın detaylarına ve teklif edilen önerilere. Çalıştayda Necdet Takva, Hasan Perihanoğlu, Kadri Salaz, Selahattin Direk, Süleyman Güler, Kerem Baynal, Necat Görentaş ve bazı işadamları söz alarak görüşlerini paylaştı.


      Doğal afet yaşayıp vergi terkini yapılan Kocaeli, Rize, Kütahya Simav ve Samsun’u örnek olarak anlatan Necdet Takva, bugüne kadar Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Maliye Bakanlarına bu örnekler üzerinden vergi terkini talebinde bulunduklarını belirtti. Ayrıca Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın bu yöndeki politikasının Van Ekonomi Konseyi’nin alacağı kararlar doğrultusunda olacağını söyledi. Sorunun çözümü için Van’ın yaşadığı doğal afetten kaynaklı özel bir kapsama alınması gerektiğini ifade eden Takva, 2011’den itibaren ilk üç yıllık verginin terkin edilmesi ve kalan 3 yıllık verginin ise uzun vadeli taksitler ile yapılandırılması önerisinde bulundu.
Kadri Salaz ise, vergi terkini yerine belediye borçları için uygulanan yapılandırma sürelerinin Van başta olmak üzere mücbir sebep ile vergi ertelemesi yaşanan yerlere de uygulanması için talepte bulunulmasını istedi.


     Daha sonra söz alan Yeminli Mali Müşavir Selahattin Direk, Necdet Takva ile Kadri Salaz’ın önerilerine ilave olarak deprem itibariyle 5 yıllık bir süreyi kapsayan dönem için vergilerin yüzde elli oranında tahakkuk ettirilmesi ve uzun vadeli taksitlerle yapılandırılması önerisinde bulundu.


     Şimdi de söz alıp teklifte bulunan konuşmacıların sorunun çözülebilirliği hakkındaki düşüncelerini sizlere aktarmak istiyorum. Çünkü kişi yaptığı önerinin olabilirliğine inanması veya en azından bir ümit taşıması gerekiyor. Yoksa sadece laf kalabalığı yapılmış olur.
Necdet Takva; Doğru talep, tavizsiz ve güçlü bir duruş ile çözüme ulaşılabileceğini belirtti.
İbrahim Şahin; “Van’da odalar arası bir güç birliğine ihtiyaç var. Doğru yöntem ve yol belirlersek güçlü bir şekilde Ankara’da girişimlerde bulunulması halinde, çözüm yönünde gelişmelerin olacağına inancım bulunuyor” diyerek olumlu sonuçlar alınacağına inandığını ifade etti.
Kerem Baynal; Talep dosyasında yer alacak diğer gerekçelerin yanında, Van’ın sosyoekonomik durumu ile bölgeler arası gelişmişlik farklarını anlatan sunumların da yer almasının, terkin konusunda etki oluşturabileceğini söyledi.


     Süleyman Güler; söze özeleştiri yaparak başladı. Van’da STK’ların ve siyasilerin kendi içinde bir araya gelip güçlü bir talep oluşturamaması nedeniyle taleplerin çok etki oluşturamadığını söyledi. Ayrıca “terkin” kelimesinin oluşturduğu olumsuz algının “vergi barışı” şeklinde bir ifade ile pozitif yaklaşıma dönüşebileceğini ve sonuç alınabileceğini belirtti.
Necat Görentaş; Devletin vergi terkini konusunda olumlu yaklaşım gösterme ihtimalinin olmadığını ve çözüme ulaşabilmek için farklı alternatif öneriler geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.


    Genel olarak sert üslubu ile tanınan Van OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Perihanoğlu ise STK’lar öncülüğünde yapılacak çeşitli etkinlik veya eylemler ile hükümetin ve devletin dikkatinin sorun üzerine çekilerek çözüme ulaşılabileceğini söyledi.
Söz alanlardan Kadri Salaz hariç diğer konuşmacılar, ayakları yere basan sağlam bir öneri ve kent dinamiklerinin bir araya gelerek güçlü bir talep ile çözüme kavuşacağına inandıklarını belirttiler.


     Bugüne kadar yaptığı konuşmalarda hep çözüm önerileri ve olumlu yaklaşımları ile tanıdığım Kadri Salaz gitmiş, yerine adeta başka birisi gelmiş gibiydi. İkinci kez söz alan ve “Devlet Vanlı ile dalga geçiyor” sözünü söyleyen Kadri Salaz’ı tanımasam “acaba birileri toplantıya katılanları ve STK’ları devletle karşı karşıya getirmek, çözüme katkı sağlamaktan çok kışkırtmak için tahrik mi ediyor” demekten kendimi alamazdım.


     Van ESOB danışmanlığı yaptığım Ocak 2015’de, dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Alpaslan tarafından, yine dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sunulan ve üzerinde çalışılabilir olarak kabul edilen formülü, güncel gelişmeleri de ekleyerek çalıştayda önerdim.
Şöyle ki; Esnaf, tüccar ve yatırımcı ile ilgili sicil affı Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçti ve torba yasada yer alarak yasalaşacak. Yasalaştığı tarihten itibaren 6 ay içinde borcunu defaten ödeyen veya yapılandıran mükellefin sicili affedilecek. Sicili bozuk olduğu için devlet tarafından, mükelleflere destek amaçlı verilen kredilerden yararlanamayanların önü açılmış olacak. Bazı özel bankalar sicili affedilmiş olsa da kredi vermeme yönünde direnebiliyor. Hükümet kamu bankalarına sicili affedilen mükelleflerin destek kapsamındaki kredi müracaatlarını kabul etme zorunluluğu getirebilir. Bu durumda özel bankalar da sicili affedilen mükelleflere yaklaşımını değiştirebilir. Böyle bir uygulama haksız rekabet değil, özel bankaların keyfi uygulamasını ortadan kaldırabilir ve kamu, özel tüm bankalar kredilendirmede yer alabilir.Van başta olmak üzere mücbir sebep uygulaması bulunan yerlerdeki mükelleflere özel teşvik uygulaması yapılabilir. Mücbir sebep süresince biriken vergi tutarı kadar yatırımı, ilan edilecek süreler içerisinde işyerine yapan ve belgeleyen mükellefin vergisi, teşvik olarak verilmiş kabul edilir ve silinir.


     Mücbir sebep uygulaması süresi içinde biriken vergi borcu kadar teşvik kapsamına alınacak mükelleflere, vergi borcu tutarınca faizsiz uzun vadeli kredi desteği verilebilir. Verilen kredi ile mükellefler işini geliştirmek için bir yandan yatırım yapmış olur, diğer yandan da piyasaya nakit akışı sağlanarak ekonomik döngü desteklenmiş olur. Böylece durma noktasına gelen ekonomik hayat canlanmış, kapanma ile yüz yüze gelmiş iş yerleri çalışmaya devam etmiş, istihdam sağlanmış ve çarkı dönen mükelleflerden devlet vergi geliri elde etmeye başlamış olur.


     Sonuç olarak çalıştayda Necdet Takva, Kadri Salaz, Selahattin Direk ve benim önerim ile mükelleflerin birikmiş vergi sorunlarının çözümü için 4 farklı öneri sunulmuş oldu. Ancak önerilerin gerçekleşmesi tüm kesimlerin bir araya gelmesine, samimi olmasına, inanmasına, güçlü bir duruş sergilemesine ve kesintisiz takip edilmesine bağlı.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.. Niyet hayır, akibet hayır..

YORUM EKLE